şinasi yamak  
 
  mayıs 4 15.03.2025 10:30 (UTC)
   
 

AB-Türkiye-Irak Stratejik Enerji Üçgeni Kuruluyor

 

TPAO Irak'ta Doğalgaz Çıkarmak İçin Shell'le Ortak Çalışacak. Irak'tan Getirilecek Doğalgazın, 'Kaynak Yokluğu' Eleştirilerine Maruz Kalan Nabucco Projesine Aktarılmasının Gündemde Olduğu Öğrenildi.

 

TÜRKİYE Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO), Irak’ta doğalgaz çıkarmak için dünya enerji devi Shell’le ortak çalışacak. Irak’tan getirilecek doğalgazın, "kaynak yokluğu" eleştirilerine maruz kalan Nabucco projesine aktarılmasının gündemde olduğu öğrenildi. Irak Petrol Bakanlığı, Irak’ta sünnilerin kalesi olarak bilinen Anbar eyaletindeki Akkas doğalgaz sahasında, geliştirme planlarını sunmaları için uluslararası petrol şirketlerine son tarih olarak 24 Nisan’ı vermişti. Shell’in sunduğu plana göre, ilk aşamada günlük 1.4 milyon metreküple başlayacak doğalgaz üretimi, sonraki aşamalarda günlük 14 milyon metreküpe kadar çıkacak. Enerji çevrelerine yansıyan bilgilere göre, Royal Dutch Shell firması Akkas sahası için Irak Hükümeti’nden onay aldı.

 

Shell’in Türkiye planı

Shell’in hazırladığı planlarda çıkarılan doğalgazın Türkiye üzerinden Avrupa’ya sevk edilmesi için iki seçenek var. Irak doğalgazı, boru hattıyla Suriye’ye getirilip Mısır-Türkiye Doğalgaz Boru Hattı’na bağlanacak. Buradan, Nabucco Boru Hattı aracılığıyla Avrupa piyasalarına verilecek. İkinci seçenek olarak ise Akkas doğalgazı, Shell, BP ve TPAO işbirliği ile Kerkük-Yumurtalık boru hattına paralel yeni bir boru hattı aracılığıyla Nabucco’ya bağlanacak. Bu, sıklıkla "kaynak" yokluğu eleştirilerine maruz kalan Nabucco projesi için dünya enerji arenasında büyük etki yapacak.

BP-TPAO ortaklığı

Irak hükümetiyle Basra yakınlarındaki Rumeyla sahasını geliştirmek için mesafe kateden BP’nin de Kürt yönetiminin tüm itirazlarına rağmen bölgede TPAO ile ortaklık kurabileceği bildiriliyor. Rumeyla sahası, Irak’taki en büyük sahalardan biri olarak kabul ediliyor. BP’nin Orta Doğu ve Güney Asya Arama ve Üretim Başkanı Steven Peacock, geçtiğimiz ay BP’nin Irak Hükümetiyle Rumeyla sahasında üretimi günlük 100 bin varile çıkartacak iddialı bir teknik hizmet anlaşmasını "birkaç ay içinde" imzalayacağını açıklamıştı. 04.05.2008 02:24 [1335731]

Çimento ihracatı % 17,4 arttı  

Ankara - Türkiye'nin 2007 yılı çimento üretim ve ihracatı, önceki yıla göre artış gösterdi.

 

Türkiye'nin 2007 yılı çimento, klinker üretimi ve ihracat rakamları Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği tarafından açıklandı.

 

Buna göre tamamı özel sektöre ait fabrikalarda geçen yıl 49 milyon 265 bin 880 ton çimento üretildi. Aynı dönemde üretimin 6 milyon 619 bin 842 tonluk bölümü ihraç edildi.

 

2006 yılında ise Türkiye'nin toplam çimento üretimi 47 milyon 409 bin 159, çimento ihracatı ise 5 milyon 638 bin 351 ton düzeyinde gerçekleşmişti.

 

Böylece 2007 yılında çimento üretimi, önceki yıla kıyasla yüzde 3,9, çimento ihracatı ise yüzde 17,4 artmış oldu.

 

2007 yılında üretimi gerçekleştirilen 49 milyon 265 bin 880 tonluk çimentonun büyük bölümü, yine geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi Marmara bölgesindeki fabrikalardan elde edildi.

Demir fiyatına Çin ve Dubai oyunu  

ADANA (İHA) - Anadolu Yapım Müteahhitleri Federasyonu Genel Başkanı İsmail Babacan, demir fiyatlarındaki 4 aylık artışın yüzde 100 dolayında olduğunu belirterek, bu artışın en büyük sebeplerinden birinin Çin ve Dubai'nin demir-çelik oyunu olduğunu, bu oyunun inşaat sektörünü çıkmaza sürüklediğini söyledi.

 

Babacan, Anadolu Yapım Müteahhitleri Federasyonu Olağan Yönetim Kurulu toplantısında yaptığı konuşmada, inşaat demiri fiyatlarının 4 ay içerisinde yüzde 100'e varan oranda arttığını belirterek, "1 Ocak 2008'de tonu 850 YTL olan inşaat demiri fiyatı, 4 Mayıs 2008 tarihi itibarıyla bin 750 YTL'ye yükseldi. Aynı tarihler arasındaki enflasyon TÜFE'de yüzde 9.0, ÜFE'de yüzde 7.0 civarında iken demirde bu oran yüzde 100 oldu" diye konuştu.

 

Babacan demirdeki fiyat artışının 2006 yılında da yaşandığını 1 ton demirin fiyatının bin 150 YTL'ye kadar yükseldiğini iç piyasada talep yüksekliğini fırsat bilen üreticilerin ihracat fiyatlarından 100 dolar fazlasına iç piyasaya satış yaptıklarını hatırlatarak, 2006 yılındaki fiyat artışının daha sonra durduğunu ve normale döndüğünü anımsattı.

 

Babacan durumun 2006 yılından çok farklı olduğunu iç piyasada talep olmamasına rağmen 2007 yılı sonunda tonu 850 YTL olan demirin fiyatının 4 Mayıs 2008 itibarıyla bin 750 YTL'ye kadar çıktığına dikkat çekerek, "Bu artışa, Çin'e yapılan, Navlun ücretlerindeki demir cevheri ve hurda ihracatı etkeni de vardır. Geçen yıl 62.65 milyon ton nihai ürün ve 6.4 milyon ton yarı mamül ürün ihraç eden Çin, ihracata caydırıcı vergiler koyarak 2008 yılında demir-çelik ihracatını kısıtladı. Bu durum Türkiye'nin
demir-çelik fiyatının artmasına etken oldu. Şuanda ihracatta demirin tonu bin 100 dolardan satılıyor" dedi.

 

Dubai'nin demir-çelik ithalatında vergileri kaldırdığının altını çizen Babacan şunları kaydetti:

 

"Bu nedenle en yüksek fiyatla ihracat yapan ülke Dubai. Talep gelen diğer ülkelerin başında İspanya, Romanya, Bulgaristan, Lübnan, Singapur geliyor. Bu ülkelerden sürekli talep gelmesi demir fiyatlarını etkiledi. Sonuç olarak Türkiye'deki demir fiyatlarının artışının başrolü Çin ve Dubai'nin oynamış olduğu demir-çelik oyunundan kaynaklanıyor. Bu oyun Türkiye'deki inşaat sektörünü çıkmaza soktuğu gibi sektör çalışanlarını da zor durumda bırakıyor."

 

Akaryakıt, demir-çelik, bakır ve alüminyum gibi inşaatın bünyesinde bulunan girdilerde yılbaşından buyana yüzde 60 ile yüzde 100 arasında zam geldiğini vurgulayan Babacan, "Ülkemiz ekonomisinin en önemli atardamarlarından biri olan inşaat sektöründe başlayan durgunluk, demir fiyatlarındaki aşırı artışla ivme kazanmıştır. Sağladığı istihdam ve girdilerinin çeşitliliği açısından, ekonomide çok geniş bir yelpazeyi etkileyen inşaat sektörü, demir fiyatlarındaki bu dengesiz artıştan olumsuz etkilenmektedir.

 

Özellikle kamu kurumlarına ya da özel sektörde anahtar teslimi iş yapan müteahhit firmalarımız zor durumdadır. Bu firmalar 4 ay önce yapmış oldukları anahtar teslimi sözleşmelerde; demir fiyatlarını ortalama 850 YTL olarak hesaplamış ve yıllık enflasyonu da devletin en yetkili ağızlarından yapılan açıklamalar ışığında yüzde 10 olarak öngörmüştür. Aradan daha 4 ay geçmeden demir fiyatlarının yüzde 100 oranında artması, bu firmalarımızı ve dolayısıyla inşaat sektörünü olumsuz etkileyecektir. Kamu
ihalelerinde yaşanan yüksek kırımlar da göz önüne alındığında, yapılan işin kalitesi ve imalat programının sağlıklı yürümesi zorlaşmaktadır. Her iki durumda da ülkemiz ekonomisi ve inşaat sektörü ciddi zarar görecektir. Bu zararları ve çöküşü önlemek için, kamu ve TOKİ inşaatları müteahhitlerine ya idarece demir temin edilmeli, ya da enflasyonun üzerindeki fiyat farkları ödenmelidir" diye konuştu.

 

Ülkedeki demir fiyatlarının yurtdışı piyasalara ve özellikle dolara endeksli olduğunu ancak dolarda ve dış piyasada bu denli bir artış olmadığına göre 'serbest piyasadaki' bu gelişmenin nasıl açıklanacağını merak ettiklerini söyleyen Babacan, "Demir fiyatlarının yüksek oranlarda artışı bazı çevrelerin anormal karlar sağlama peşinde olduğu endişesini uyandırmaktadır. Ülkemizdeki ve dünyadaki tüm ekonomik göstergeler bu artışın suni ve spekülatif amaçlı olduğunu göstermektedir. Bu gelişme, üretici
firmaların piyasa fiyatlarının belirlenmesinde birlikte hareket ettikleri yönünde bir kuşkuya da yol açmaktadır ki bu durumda Rekabet Kurumu'nun olaya el koyması gerekiyor."

 

Babacan Anadolu Yapım Müteahhitleri Federasyonu Yönetim Kurulu olarak yapılan olağan toplantıda kendilerine bağlı olan Adana, Mersin, Kayseri, Gaziantep, Kahramanmaraş, Şanlıurfa, Malatya ve Hatay'da 15-30 Mayıs tarihleri arasında iş durdurma tavsiye kararı aldıkların sözlerine ekledi.

 

İstanbul Kayabaşı'nda 4 Milyar Dolarlık Yeni Şehir

 

TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar, İstanbul'daki Atatürk Olimpiyat Stadı Yakınlarındaki Kayabaşı Adlı Bölgede 4 Milyar Dolara Mal Olacak, 60 Bin Konutluk Yeni Bir Şehir Kurulacağını Açıkladı.

 

TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar, İstanbul’daki Atatürk Olimpiyat Stadı yakınlarındaki Kayabaşı adlı bölgede 4 milyar dolara mal olacak, 60 bin konutluk yeni bir şehir kurulacağını açıkladı.

Bayraktar, projenin 12 milyon metrekarelik alanın kendilerine ait 6.5 milyon metrekaresi üzerinde gerçekleştirileceğini söyledi.

TOPLU Konut İdaresi (TOKİ), inşaat sektöründe, özellikle konutta yaşanan durgunluğa karşın, İstanbul Atatürk Olimpiyat Stadı’nın da bulunduğu Kayabaşı bölgesinde 60 bin konuta ulaşabilecek 4 milyar dolarlık yeni bir şehir kurmak üzere hazırlıklarda son aşamaya geldi. Proje 12 milyon metrekarelik alanın TOKİ’ye ait 6.5 milyon metrekarelik bölümünde devreye girecek. TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar, üç ay sonra ihalelerine çıkılması öngörülen projenin öncelikle orta ve alt gelir grubuna yönelik olacağını, ancak içinde lüks konutların da yer alacağını söyledi.

 

11 Taksim meydanı

Erdoğan Bayraktar, Kayabaşı’nda 11 Taksim Meydanı ve Gezi Parkı büyüklüğünde meydan ile yeşil alana yer verileceğini belirterek, şunları söyledi: "Bu projede inşaat yoğunluğu mevcutlar kadar olmayacak. İnşaat yoğunluğu daha düşük tutulacak. Proje kapsamındaki kültür merkezi alanları 7 adet Atatürk Kültür Merkezi’nin (AKM) toplamı kadar olacak. Toplam 2 bin 785 dersliğe ulaşacak ilköğretim okulları, 1287 dersliği bulacak orta öğretim okulları, 246 dersliğe ulaşacak meslek liseleri de proje kapsamında bulunacak. Toplamda 2 bin 324 yatak kapasitesini bulacak sağlık kompleksleri de burada yer alacak."

100 bin nüfuslu 14 şehir

81 il ve 420 ilçedeki 1011 şantiyede 310 bin 410 konuta ulaştıklarını bildiren Bayraktar, şu bilgileri verdi: "Bu rakam 100 bin nüfuslu 14 şehir oluşturulması anlamına gelir. Ürettiğimiz konutların 264 bin 437’si sosyal konut. 175 bin konut, sosyal donatıları ve çevre düzenlemeleri ile birlikte bitirilme aşamasında bulunuyor."

Ayda 500 milyon YTL

Bayraktar, konut sektöründe yaşanan durgunluktan TOKİ’nin de olumsuz etkilendiğini ifade ederek, şöyle konuştu: "Özellikle lüks konutların satışlarında sıkıntı var. Dar gelirli konutları daha iyi gidiyor. Ancak, bize kaynak yaratacak olan lüks konut satışı. Bu ortamda bile müteahhitlere ayda 500 milyon YTL’lik ödeme yapıyoruz. Piyasadaki durgunluktan dolayı kamu bankalarından kredi de kullanmaya başladık."

10 milyar dolarımız var

TOKİ’nin bugüne kadar sattığı konutlardan dolayı vatandaşlardan toplam 7 milyar YTL alacağı bulunduğuna dikkat çeken Bayraktar, şunları dile getirdi: "Bizden konut alan vatandaşlarımız ödemelerini düzenli yapıyor. Onun dışında elimizde 4.5-5 milyar YTL’lik satışa hazır konut stoku var. Yani, aslında TOKİ olarak elimize geçecek kaynağın büyüklüğü 10 milyar dolar dolayında bulunuyor."

Kayabaşı’nda neler olacak

TOKİ, İstanbul Kayabaşı’nda 40 bin konut yapacak.

Rezidanslarla birlikte konut sayısı 60 bini bulacak.

11 Taksim Meydanı büyüklüğünde meydanı olacak.

Kültür merkezlerine ayrılan alan 7 Atatürk Kültür Merkezi’ne eşit olacak.

Spor komplekslerinin toplamı 16 Ali Sami Yen Stadı kadar olacak.

8 Ankara Adliyesi büyüklüğünde kamu hizmet binaları alanı yer alacak.

Teknik altyapı hizmetleri için 12 İSKİ binası büyüklüğünde yer ayrılacak.

TOKİ projelerine Osmanlı Selçuklu mimarisi geliyor

TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar, bugüne kadar gerçekleşen ve devam eden projelerde mimarı açıdan eleştiriler aldıklarını belirterek, "Bu eleştiriler doğrultusunda üniversitelerden destek aldık. Önümüzdeki dönemde gerçekleştirilecek projelerde Osmanlı, Selçuklu, yerel ve modern mimariye ağırlık verilecek. Özellikle yerel özelliği olan mimari dokunun yeniden ortaya çıkarılmasına çalışılacak" dedi.

Halkalı çöplüğü yerine ’Sea World’ yapılacak

ERDOĞAN Bayraktar, İstanbul Halkalı bölgesindeki konutlarda Atakent markasını oturtmaya çalıştıklarını ifade ederek, "Önümüzdeki dönemde Halkalı’nın çehresi epey değişecek. Halkalı’da yeşil alan olarak öngörülen, bu yöndeki çalışmalar da sürdürülen eski çöplük alanında bir ’Sea World’ (Su Dünyası) oluşturmayı düşünüyoruz. Burası belki balina ve yunuslarla gösterilerin de yapılabileceği bir yer olacak" dedi.

Halkalı’da TOKİ faizli kampanya başlıyor

ERDOĞAN Bayraktar, İstanbul Halkalı’da bitmiş konutları pazarlamak üzere, "TOKİ faizli kredi"yle yeni bir satış kampanyası başlatacaklarını söyledi. Bayraktar, faiz düzeyinin bankalara göre daha avantajlı olacağını belirterek, "Enflasyon düzeyinde bir faiz olacak" diye konuştu.

Batı Ataşehir’e 338 milyon YTL iyi

ERDOĞAN Bayraktar, ihalesine 9 taliplinin girdiği, Varyap Varlıbaşlar Yapı Sanayi ve turizm Yatırımları A.Ş.’nin 338 milyon YTL’yle kazandığı İstanbul Batı Ataşehir arazisindeki fiyatı "çok iyi" olarak niteledi. Bayraktar, ihale komisyonu ve yönetim kurulunun görüşmesinden sonra 338 milyon YTL’lik satışa imza koyacağını bildirdi.

Artık yabancı isim kullanılmayacak

ERDOĞAN Bayraktar, projeleri yürüten müteahhitlerin pazarlama taktiğiyle yabancı isim kullanma uygulamasına son verileceğini kaydederek, "Artık müteahhitlerimizin TOKİ projelerinde yabancı isim kullanmasını istemiyoruz. Bundan sonraki projelerde isimleri Türkçe belirlemeleri konusunda kural koyacağız" diye konuştu.

382 okul, 244 cami yaptı

TOKİ, 1 Ocak 2003-30 Nisan 2008 döneminde 310 bin 410 konuta ulaştı.

Bu kapsamda toplam 10 bin 953 derslikli 382 okul projesi devreye girdi.

Aynı konutlar kapsamında cami sayısı 244’e ulaştı.

21 hastane, 71 sağlık ocağı yapıldı.

 

Pancar Kooperatifleri, Doğudaki Şeker Fabrikalarına Talip Oldu

 

Doğu Anadolu Bölgesi'ndeki Pancar Kooperatifi Temsilcileri, Bölgedeki Şeker Fabrikalarına Talip Olduklarını Açıkladı.

 

Doğu Anadolu Bölgesi'ndeki pancar kooperatifi temsilcileri, bölgedeki şeker fabrikalarına talip olduklarını açıkladı.

Doğu Anodolu Bölgesi ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin bazı illerini temsilen 7 kooperatif Erzurum'da bir araya geldi. Ağrı, Erçiş, Elazığ, Erzurum, Erzincan, Malatya ve Muş pancar kooperatiflerinin başkanları, Palandöken Dağı'nda bir otelde toplantı yaptı. 2001 yılında itibaren özelleştirmeye alınan şeker fabrikalarından kamuya ait olanların durumunu görüşen kooperatif temsilcileri; Adapazarı, Amasya, Çumra, Kayseri, Konya fabrikaları ve ortağı olduğu Kütahya fabrikası ile Türkiye'deki toplam üretimin yüzde 37'sine hakim.

 

Maddi anlamda sorun yaşamadıklarını belirten kooperatif temsilcileri, bölgedeki fabrikalara talip olduklarını belirtti. Bölgede son 5 yıl içerisinde şeker pancarı eken çiftçi sayısında ve üretim alanlarında düşüşler yaşandığını açıklayan Erzurum Pancar Kooperatifi Başkanı Hakkı Yağanoğlu, pancar eken çiftçi sayısının 88 bin 957'den 45 bin 325'e, pancar üretimini 2 milyon 55 bin 200 tondan bir milyon 463 bin 300 tona, şeker ürteminin 251 bin 379 tondan 171 bin 549 tona gerilediğini söyledi. Pancar üretimindeki gerileme nedeniyle bölgenin yıllık 200 milyon YTL katma değerden mahrum kaldığını vurgulayan Yağanoğlu, pancar ürteminde sürekliliği sağlama adına kooperatiflerin şeker fabrikalarının özelleştirilmesinde önceliği hak ettiğini belirtti.

Şeker üretiminin sürdürülebilirliği ve sermayenin tabana yayılması adına özelleştirmenin gerekliliğinin altını çizen Yağanoğlu, şunları söyledi: "Son yıllarda uygulanan kota nedeniyle üretimi azalsa da yine yöre çiftçilerimiz için şeker pancarı alternatifi olmayan bir bitkidir. Pancar ürteminin sürekliliğini sağlamak ve geçmişteki acı tecrübelerin yeniden yaşanmaması için fabrikaların işi bilen pancar kooperatiflerine işletme devri yöntemi ile özelleştirmesinin yapılması gerekir. Biz bu fabrikalara talibiz. ABD'deki şeker fabariklarının tamamı kooperatiflerin mülkiyetindedir. AB'de ise pancar kooperatiflerin oranı yüzde 55 civarındadır." (Cihan Haber Ajansı) 04.05.2008 14:37 [1336254]

Türker: Enflasyon Tahminleri Gerçeklere Dayanmıyor

n

DSP Genel Sekreteri Masum Türker, Merkez Bankası'nın Geçtiğimiz Hafta Açıkladığı Enflasyon Hedeflerinin, Enflasyon Artış Eğilimine Göre Düşük Kaldığını Kaydetti.

 

DSP Genel Sekreteri Masum Türker, Merkez Bankası'nın geçtiğimiz hafta açıkladığı enflasyon hedeflerinin, enflasyon artış eğilimine göre düşük kaldığını kaydederek, gıda fiyatları ve enerji maliyetindeki artışın enflasyonu yukarı çekeceğini savundu.

Türker, İstanbul Yüksek Ticaretliler Mezunları Derneği İstanbul Şubesi Kongresi'nde yaptığı konuşmada, Merkez Bankası'nın enflasyon hedeflerinin gerçeği yansıtmadığı iddiasında bulundu. Türker, Türkiye'de özgürlüklerinin kısıtlandığını belirtirken, halkın sindirilmek istendiği ve örtülü faşizmin ortaya çıktığını savundu. Merkez Bankası tarafından geçtiğimiz hafta açıklanan enflasyon hedeflerine dikkat çeken Türker, tahminlerin gerçek verilere dayanmadığını söyledi. Enflasyonun yüzde 15 seviyesinde oluşacağının açıklandığını kaydeden Türker, İTO tarafından açıklanan Nisa ayı enflasyon rakamlarının da bu durum teyit ettiğini kaydetti. Gelecek aylarda gerek gıda fiyatlarında gerek enerji maliyetlerinde artış olacağını kaydeden Türker, bu artışların da enflasyon oranını artıracağını söyledi.

'Türkiye Altın İşlemede Önemli Bir Konuma Sahip'

 

Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, Altın İşlemede Önemli Bir Konumda Olan Türkiye'nin Bu Konumunu Güçlendirmesi İçin Yaygın Fuarlara İhtiyaç Olduğunu Söyledi.

 

Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, altın işlemede önemli bir konumda olan Türkiye'nin bu konumunu güçlendirmesi için yaygın fuarlara ihtiyaç olduğunu söyledi.

Gaziantep'te düzenlenen Mücevherat ve Kuyumculuk Fuarı'nı gezen Şimşek, stand açan kuyumcularla sohbet etti. Şimşek'in eşi Annelise Şimşek de Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey'in eşi Derya Güzelbey ile birlikte standları gezdi.

 

Gaziantep Mücevherat ve Kuyumculuk Fuarı'nın bölgeden çıkarak dünyaya yayılmasını isteyen Şimşek, fuarda yaptığı açıklamada, Türkiye'nin altın işlemede önemli bir yere sahip olduğunu belirtti. Şimşek, "Ülkemizin bu konumunu güçlendirmesi ve daha ileri noktaya götürmesi için bu tür fuarlara ihtiyaç var. Ancak bu tür fuarları Türkiye'nin ötesine taşımamız lazım. Bunun da birkaç yıl içinde gerçekleşeceğini düşünüyorum" dedi.

Şimşek, eşinin altın alıp almadığı yönündeki soruya ise, batı insanın altına karşı pek ilgisinin olmadığını, süs eşyası olarak altının Ortadoğu'da daha yaygın olduğunu ifade etti. Şimşek, standları gezen eşinin altın beğenmesi halinde parasını kredi kartı ile ödeyeceğini ifade etti

 

Zam nedeniyle çiftçi gübre kullanamaz hale geldi  

ANKARA(ANKA)-Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Başkanı Şemsi Bayraktar, gıdada küresel krize yol açan biyoyakıt üretiminin gübrede de arz-talep dengesini bozduğunu bildirdi. Bayraktar, gübrede son bir yılda yüzde 150 fiyat artışı olduğunu, bu nedenle çiftçinin gübre kullanamaz hale geldiğini kaydetti.

 

Bayraktar, yazılı açıklamasında, 2007 yılında gübre tüketiminin yüzde 4 azaldığını belirtti. Fiyatlarda yüzde 31-54,5 arasında artış sonucu meydana gelen bu azalmanın, 2008 yılının ilk dört ayında DAP ve kompoze gübrede ortaya çıkan yüzde 61-117 arasındaki fiyat artışları göz önüne alındığında bu yıl da süreceğini kaydetti.

 

Türkiye'nin gübrede dışa bağımlı olduğunun altını çizen Bayraktar, “2007 rakamlarına göre tüketilen gübrenin yüzde 46'sı ithal edilmiştir. Ayrıca ülkemizde üretilen gübrelerin hammaddesinin büyük bir bölümü de ithal edilmektedir” dedi.


-BİYOYAKIT KRİZİ ZAM DALGASI YARATTI-
Dünyada gübre fiyatlarının arttığına işaret eden Bayraktar, “Dünya gübre fiyatlarındaki yükseliş, maliyet artışları yanında, gübre talebindeki artıştan da etkilenmektedir.

 

 

Özellikle Arjantin ve Brezilya'da biyoyakıt için gerekli enerji bitkileri üretiminin yarattığı artan gübre talebi dünya gübre arz-talep dengesini bozmuş ve gübre fiyatlarını yükseltmiştir” değerlendirmesinde bulundu.

 

Bu sürecin etkisiyle Türkiye'de 2007 yılında kimyevi gübre fiyatlarının yüzde 31-54,5 arasında artış gösterdiğini vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:

 

“2008 yılı Nisan ayı içerisinde gübreye iki defa daha zam gelmiştir. Nisan ayının ilk zamlarıyla yıllık olarak en yüksek artış yüzde 109,5 oranında DAP gübresinde meydana gelmiştir. Bu artışı sırasıyla yüzde 98 oranında artışla kompoze gübre, yüzde 50'ye varan artışla da nitratlı gübreler takip etmiştir. Nisan ayının ortalarında yapılan ikinci zam ile de DAP gübresinde meydana gelen artış yüzde 150 oranına ulaşırken, kompoze gübreler yüzde 98 oranında artmıştır. Bu gübreleri sırasıyla yüzde 71 artışla amonyum sülfat, yüzde 43,5-61 ile amonyum nitrat gübreleri, yüzde 47 ile de üre gübresi takip etmiştir. Son bir yılda gübrede meydana gelen bu fiyat artışları çiftçilerimizi gübre kullanamaz hale getirmiştir.”

 

Bu nedenle önlem alınması gerektiğini belirten Bayraktar, gübredeki KDV oranının yüzde 18'den yüzde 1'e indirilmesini, gübre desteğinin artırılmasını, gübre ithal edilen ülkeler için gümrük vergilerinin kaldırılmasını istedi. (ANKA)

IMKB 100   43.425,85 %1,78 17:12:52

 USD 1,2600 %-0.04

 Altın 34,9254 %-0.05

 EURO 1,9400 %-0.02

Parite   1,543 %-0,26

 

Brezilya ekonomide "sınıf atladı"  

Ankara - Küresel yükselen piyasalarda, Türkiye ile birlikte değerlendirilen Brezilya, yüksek faiz dışı fazladan vazgeçerek kaynak aktardığı yatırım harcamalarındaki artış ile sağladığı ekonomik büyümenin yanı sıra, cari işlemler fazlası veren bir ülke haline geldi ve reyting kuruluşları tarafından, ''Yatırım Yapılabilir Ülke'' kategorisine çıkarıldı.

 

Nisan ayı başında Türkiye'nin kredi notu görünümünü siyasi belirsizlik nedeniyle negatife çeviren uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard and Poor's Brezilya'nın notunu BBB(-)'ye yani ''Yatırım Yapılabilir Ülke'' sınıfına yükseltti.

 

Bu kredi notuyla Brezilya, sanayileşmiş ülkeler gibi yatırım yapılabilir ülkeler sınıfına dahil oldu.

 

Brezilya sosyal ve altyapı harcamalarının, faiz dışı fazla hesabının dışında tutulmasını isterken, bu isteğini Uluslararası Para Fonuna (IMF), 2004 yılında kabul ettirdi.

 

Faiz dışı fazlayı azaltan Brezilya, son iki yıl içinde, yatırımlarını artırarak, ekonomisini canlandırdı ve istihdamı artırdı.

 

Brezilya, borçlarını ödeyebilmek için IMF tarafından öngörülen ''faiz dışı fazla'' hedefini gevşetmek amacıyla, uluslararası kamuoyunda kampanya başlattı. Ekonomisi canlanan, yabancı sermaye girişi artan ve uluslararası piyasalardan düşük faiz kredi bulabilin Brezilya, daha sonra IMF ile de yollarını ayırdı.

 

Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, Brezilya ekonomisinin, ABD ve Avrupa ekonomisine bağımlı olmadığını söyledi.

 

Da Silva, altyapı ve sosyal yatırımları artırdıklarını belirterek, Brezilya'yı, büyük bir devlet ve büyük bir ekonomi haline getireceklerini belirtti.

 

190 milyonluk bir nüfusa sahip olduklarının altını çizen Da Silva, 2010 yılına kadar, yılda ortalama en az yüzde 5 büyüyeceklerini de ifade etti.

 

Uzmanlar, Türkiye'nin de FDF'den yatırımlara ayıracağı kaynağı etkin bir şekilde kullanması halinde, aynen Brezilya gibi işsizliği azaltarak, ekonomiyi canlandırabileceğini, bu arada üretimin de artacağını vurguluyorlar.

 

Türkiye'de 2008 yılı başında, faiz dışı fazla hedefi yüzde 6,5'den yüzde 5,5'e çekildi. Milli gelir hesaplama yönteminin değişmesi ile birlikte bu oran yaklaşık yüzde 4,2 düzeyine indi.

 

2008 yılı için yüzde 4,2 olarak öngörülen kamu kesimi faiz dışı fazla hedefi de yüzde 3,5'e çekildi.

 

Şimdi de başta GAP olmak üzere, ulaşım ile diğer altyapı yatırımları ve enerji yatırımlarına daha fazla kaynak aktarabilmek için hedefin biraz daha aşağı çekilmesiyle sağlanacak kaynak, bu yatırımlara aktarılacak.

 

AA

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Bugün 16 ziyaretçi (31 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol