|
|
|
|
|
 |
|
 |
Efesan Grubu, Kızılkaya Limanı'nı Satın Aldı
|
|
Efesan Grubu, İstanbul Demir Çelik A.ş'nin Tüm Hisselerini Mart 2008'de Satın Alarak, Kızılkaya Limanı'nın Yeni Sahibi Oldu.
|
Efesan Grubu, İstanbul Demir Çelik A.Ş'nin tüm hisselerini Mart 2008'de satın alarak, Kızılkaya Limanı'nın yeni sahibi oldu.
2007 yılında Şişecam Grubu'ndan Ferro Döküm'ü alarak dikkatleri üzerine çeken Efesan Grubu, İstanbul Demir Çelik A.Ş'nin tüm hisselerini satın aldı. Efesan Grubu böylece İzmit Dilovası'nda bulunan Kızılkaya Limanı'nın yeni sahibi oldu. Demir-çelik, döküm, gayrimenkul, lojistik iş alanlarına liman işletmeciliğini de ekleyen Efesan Grubu, limana Efesan Port adını verdi.
Efesan Port'un Efesan Grubu bünyesine katılmasının bir satın alma ve kapasite arttırma projesi olduğunu ifade eden Efesan Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Kadir Efe, "Efesan Grubu 2002 yılından beri bölgede bir liman satın almak için araştırmalarda bulunuyordu. Çünkü demir-çelik faaliyetlerinin yürütülmesi sırasında liman hizmetlerini sıklıkla kullanıyoruz" dedi.
Demir Çelik sektöründe ithalat ve ihracat taşımalarının yaklaşık yüzde 90'lık bölümünün maliyet avantajı sağlaması nedeniyle denizyoluyla yapıldığına işaret eden Kadir Efe, söz konusu ürünlerin ithalat ve ihracatlarında süratli, hasarsız ve ekonomik olarak yükleme-boşaltma yapabilecekleri alt yapı ve ekipmanlara sahip limanlar tercih edildiğini belirtti. Liman ve terminal hizmetlerinin bu nedenle büyük önem taşıdığını ifade eden Kadir Efe, Efesan Port'un ulaşım ve liman hizmetleri açısından Türkiye'nin en hareketli bölgesi Marmara Bölgesi'nde ve İzmit Körfezi'nde olması nedeniyle öneminin daha da arttığını söyledi.
Kadir Efe sözlerini şöyle sürdürdü: "Efesan Port, mevcut kuru yük elleçleme hizmetlerine devam edecek ve ilave yeni yatırımlar ile gemi yanaşma yeri imkanlarını artıracak, sıvı yük antrepo işletmeciği ile her türlü likid mal depolama tesisleri kurarak müşterilerinin imkanına sunacaktır. Tamamen üçüncü kişilere yönelik olarak planladığımız sıvı yük taşımacılığı konusundaki yatırımımızın çerçevesi önümüzdeki dönemde netleşecek. Efesan Grubu'nun 36 yıldır yurt içi ve yurt dışı faaliyetlerinde oluşturduğu müşteri odaklı hizmet felsefesini mevcut insan kaynağı, yeni yönetim kadrosu ve deneyimli personeliyle sürdürecek olan Efesan Port, güven, sürat ve dostluğa dayalı iş anlayışıyla bölgenin öncelikli tercih edilen bir liman işletmesi olacaktır." İstanbul Demir Çelik bünyesinde 1990 yılından bu yana Kızılkaya Limanı olarak faaliyet gösteren Efesan Port, toplam 23 bin metrekarelik bir alanda bulunuyor. İzmit Liman Başkanlığı yetki alanında bulunan Efesan Port'un 75 bin metrekarelik geri sahası, açık depolama, park alanı ve iç ulaşım yolları olarak kullanılıyor. Liman ve geri saha arasında bulunan alt ve üst geçitler sayesinde her ebat ve cinste yük, vinç ve ekipmanın limana giriş çıkışı kolaylıkla sağlanabiliyor.
Efesan Port, Dilovası'nda büyük sanayi tesislerinin yakınında bulunuyor. TEM otoyoluna ve E-5 karayoluna 1 kilometre mesafedeki Efesan Port bu özelliği nedeniyle önemli bir avantaja sahip.
|
Fransa Yine Üzdü
|
|
2008 -2010 Dönemini Kapsayan Katılım Öncesi Ekonomik Program Belgesinden "Katılım" İfadesinin, Fransa'nın Israrı ile Çıkarılması, Ankara'da Rahatsızlık Yarattı. Türkiye'nin Bu Rahatsızlığını, Fransa'ya Son Dönemde Sıkılaştırılan İkili Temaslarda Dile Getirmesi Bekleniyor.
|
2008- 2010 dönemini kapsayan Katılım Öncesi Ekonomik Program belgesinden "katılım" ifadesinin, Fransa'nın ısrarı ile çıkarılması, Ankara'da rahatsızlık yarattı. İtirazını resmen kayda geçiren Türkiye'nin bu konudaki rahatsızlığını, Fransa ile son dönemde sıkılaştırılan ikili temaslarda dile getirmesi bekleniyor.
Türk diplomatik kaynakları, Türkiye ile Fransa arasında son dönemde istişare ve ziyaretlerin sıkılaştırıldığına dikkat çekerek "Fransa ile görüşmelerimizde AB sürecine verdiğimiz önemi her fırsatta dile getiriyoruz, bizim için tek hedef tam üyelik deniliyor. Spesifik bir sorun olursa bunu da söylüyoruz" dediler.
Aynı kaynaklar "Önemli olan, sık sık temasların olması ve her fırsatta Türkiye'nin tek hedefinin üyelik olduğunu belirtilmesidir" şeklinde konuştular.
Fransız diplomatik kaynaklar da, iki ülke arasında yoğunlaşan diyaloğa vurgu yaparken "Temel varsayım, her iki taraf, diğer tarafın pozisyonunu bildiği. İsteğimiz de, gereksiz tartışmalara angaje olmayacağımız bir yol bulmaktır" dediler.
-ZİRVEYE DAVETE HENÜZ RESMİ YANIT YOK
Öte yandan, Türkiye'nin AB üyeliği karşıtlığını her fırsatta dile getiren Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin 3 Temmuz'da Paris'te ev sahipliğini yapacağı "Akdeniz için Birlik" zirvesi için Türkiye'ye yapılan davete henüz resmi bir yanıt verilmediği öğrenildi.
Ankara'nın zirveye katılımı konusunu "olumlu" değerlendirdiği belirtilmekle birlikte Paris'e Türkiye'nin zirvede temsil edilip edilmeyeceğinin henüz resmen bildirilmediği ifade ediliyor. Diplomatik kaynaklar, Ankara'nın bakışını özetlerken "Eğer mediyan bir çizgi varsa son dönemde olumlu tarafa geçtik" ifadesini kullandılar.
Fransa'nın AB İşleri'nden Sorumlu Devlet Bakanı Jean-Pierre Jouyet'in geçen hafta Ankara'da yaptığı ikili temasların başlıca bir amacının da, Türkiye'den zirveye katılacağı sözünü almak olduğu belirtilmişti
|
Gap Bölgesi Yerli ve Yabancı Yatırımcı Bekliyor
|
|
Güneydoğu Anadolu Projesi'nin (Gap) Uygulandığı Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin, 7 Milyona Yaklaşan Nüfusuyla Gerek Kendi Başına Büyük Bir Pazar, Gerekse Ciddi Bir Üretim Potansiyele Sahip Olması Sebebiyle Yatırım İçin Büyük Avantajlara Sahip Olduğu Bildirildi. Gap Bki Tarafından Hazırlanan Bir Raporda Gap'a Yabancı ve Yerli Yatırımcının Beklendiği Belirtildi.
|
Güneydoğu Anadolu Projesi'nin (GAP) uygulandığı Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin, 7 milyona yaklaşan nüfusuyla gerek kendi başına büyük bir pazar, gerekse ciddi bir üretim potansiyele sahip olması sebebiyle yatırım için büyük avantajlara sahip olduğu bildirildi. GAP BKİ tarafından hazırlanan bir raporda GAP'a yabancı ve yerli yatırımcının beklendiği belirtildi.
Konuyla ilgili GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı (BKİ) tarafından işadamlarına yönelik hazırlanan raporda, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yapılacak yatırımların avantajları anlatıldı. Gelişmiş sanayi ve ticaret altyapısı, kaliteli tarımsal üretim, toprak ve hava koşulları, kaliteli ve ucuz işgücü, ulaşım imkanları, Ortadoğu pazarına yakınlık ve devlet yardımlarının bölgeyi cazip hale getirdiğinin belirtildiği raporda, hangi sektörlerde yatırım yapılacağı da ele alındı.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yatırım yapmaya elverişli sektörlerin kaydedildiği raporda, "GAP Bölgesi'nde 2010 yılı itibariyle sulanabilir arazilerin 1.7 milyon hektara ulaşmasıyla bölge tam anlamıyla tarımsal üretim merkezi haline gelecektir. Tarıma dayalı sanayi konularında yapılacak yatırımların işadamları açısından çekici olabileceği düşünülmektedir. Bölgede sınırlı sermaye birikimi olması sebebiyle bugüne kadar bölgenin tarımsal üretimi daha çok, dökme olarak diğer illere satılmıştır. Bölgedeki tarımsal üretim son derece kaliteli ve işlenmeye elverişlidir. Türkiye'de toplam pamuk üretimi 2 milyon 260 bin tona ulaşmış, bu üretimin 1 milyon 110 bin tondan fazlası GAP Bölgesi'nde gerçekleşmiştir. Pamuk üretiminin bu denli yoğun olduğu bölge, özellikle hammaddeye yakınlığı itibariyle tekstil ve konfeksiyon sanayiinde yatırım fırsatları sunmaktadır" denildi.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin, kimyasal ve inşaat malzemesi üretimi konusunda pazara yakınlık avantajı nedeniyle yatırımcılar açısından son derece çekici bir bölge konumunda olduğunun ifade edildiği açıklamada, şu bilgilere yer verildi:
"Elektriğin tüketicilere yeterli, kaliteli, sürekli ve düşük maliyetli bir şekilde sunulmasını sağlayacak rekabet ortamının oluşturulması için gereken yasal çerçeve 2001 tarihinde Elektrik Piyasası Kanunu ile oluşturulmuş bulunmaktadır. Bölgede sınai kalkınmanın gerektirdiği nitelikte bir enerji altyapısının kurulmasına ve işletilmesine duyulan ihtiyaç ve bu yönde geliştirilmiş devlet politikaları gerek enerji üretimi gerekse dağıtımı konusunda yatırımcılara fırsatlar sunmaktadır. Bölgenin maden haritaları, maden potansiyelinin barit, asfaltit, boksit, manganez, dolomit, demir ve mermerde yoğunlaştığını göstermektedir. Ayrıca tuğla ve kiremit hammaddeleri, ham petrol ve kömür yatakları bulunmaktadır. Tarihin en eski uygarlıklarına ev sahipliği yapmış Mezopotamya Ovası, cazibesini günümüzde de korumakta ve bölgeye önemli bir turizm potansiyeli kazandırmaktadır. Sahip olunan kültür çeşitliliğinin yanında tarihi varlıkların zenginliği de bölgeyi kültür turizmi açısından öne çıkarmaktadır. Tüm bölge illeri çeşitli medeniyetlerin eserlerine ev sahipliği yapmanın yanında farklı kültürel geleneklerin yaşatıldığı merkezler olarak eşine az rastlanır bir coğrafyaya sahiptir." (FÖ-OÇ-E) 15.05.2008 10:18 TSİ (İhlas Haber Ajansı) 15.05.2008 10:29 [1354123]
|
İşsizlik oranı yüzde 11,6 olarak hesaplandı
Türkiye'de Şubat 2008 dönemi itibarıyla işsizlik oranı yüzde 11,6 olarak hesaplandı.
Geçen yılın aynı döneminde işsizlik oranı yüzde 11,4 düzeyinde bulunuyordu.
Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) üçer aylık dönemler itibarıyla her ay açıkladığı Hanehalkı İşgücü Anketinin, "Ocak-Şubat-Mart" dönemini kapsayan, "Şubat" sonuçlarına göre, bu dönemde işgücüne katılım oranı ise yüzde 45,9 olarak hesaplandı.
İşsizlik oranı kentlerde yüzde 13,4, kırsal kesimde yüzde 8,5 olarak belirlendi.
2005 yılından itibaren Hanehalkı İşgücü Anketinin tahminleri, hareketli üçer aylık dönem ortalamaları esas alınmak kaydıyla aylık olarak yayınlanıyor.
Bu seride ilgili üç aylık dönemin ağırlıkları, dönem ortası aya ilişkin nüfus projeksiyonları esas alınarak hesaplanırken, ifade kolaylığı açısından tahminler de dönem ortası ay adıyla ifade ediliyor.
Krizde en kötü haberler geride kaldı"
Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Dominique Strauss-Kahn, ABD'deki tutsat (mortgage) piyasasında başlayarak dev bankaların yüz milyarlarca dolar zarar etmesine neden olan ekonomik krizde en kötü noktadan dönüldüğünü söyledi.
Avrupa Parlamentosu (AP) Ekonomi ve Parasal İşler Komitesi'nde konuşan Strauss-Kahn, krizin merkezi ABD'de, mali kurumların zararlarının büyük bölümünün açıklandığını belirterek "En kötü haberler geride kaldı" dedi.
Mali krizin reel ekonomiye olumsuz yansımaya devam edeceği uyarısında da bulunan Strauss-Kahn, piyasalardaki çalkantının etkisinin muhtemelen 2009'un ortasına kadar "birkaç çeyrekte daha hissedileceğini" kaydetti.
IMF Başkanı Strauss-Kahn, fiyatların hızla gerilediği konut piyasası toparlanmadan ABD ekonomisinin kayda değer büyüme gerçekleştiremeyeceğini ifade etti.
Putin, Rusya'nın Ekonomi Hedeflerini Açıkladı
|
|
Rusya'nın Yeni Başbakanı Vladimir Putin, Hükümetin Ekonomik Hedefleri ile İlgili Önemli Rakamlar Verdi. Bakanlar Kurulu ile İlk Toplantısını Gerçekleştiren Putin, Öncelikli Hedeflerinin Enflasyonla Mücadele, İstihdamın Artırılması, Büyümenin Devamı ve Ücret Artışı Olduğunu Söyledi.
|
Rusya'nın yeni Başbakanı Vladimir Putin, hükümetin ekonomik hedefleri ile ilgili önemli rakamlar verdi. Bakanlar kurulu ile ilk toplantısını gerçekleştiren Putin, öncelikli hedeflerinin enflasyonla mücadele, istihdamın artırılması, büyümenin devamı ve ücret artışı olduğunu söyledi.
Putin enflasyonun iki haneli rakamların altına düşeceğini taahhüt etti. Rusya başbakanı bugün gerçekleşen hükümet toplantısında tarih verdi; 2009 yılı sonunda enflasyon tek haneli rakamlara inecek. Putin ortalama ücretimi de 2011 yılına kadar iki kattan daha fazla artarak 29 bin rubleye (1250 dolar) çıkarılacağını taahhüt etti. Rusya'nın en az yüzde 6,5 büyüme ile gelişmeye devam edeceğini öngören başbakan işsizliğin de yüzde 6,3'dan yüzde 4,3'e gerileyeceğini söyledi.
Eski başbakan Viktor Zubkov koltuğunu Putin'e devretmeden önce yaptığı son kabine toplantısında hükümetin enflasyonla mücadelede başarılı olamadığını itiraf etmişti. Yılın ilk dört ayında yüzde 6'yı geçen enflasyonun yüzde 20'leri bulması bekleniyor. Uluslararası gıda fiyatlarındaki artışlardan da etkilenen Rusya'da gıda fiyatlarındaki artış işçi ve emeklilerin tepkisine neden oluyor.
Putin hükümet toplantısında çalışanların ücretlerinin artırılması ile ilgili de çalışma yapılmasını istedi. Putin hedef olarak 2011 yılına kadar 13 bin 500 ruble olan ortalama ücretin iki kattan fazla artırılarak 29 bin rubleye (1250 dolar) çıkarılacağını söyledi. Yatırımların önemine işaret eden Putin, "2011 yılına kadar yıllık ortalama yatırımda yüzde 4 artış hedefliyoruz. Bu minimum. Bunun üzerine çıkılması gerekiyor." dedi.
Son olarak nüfusun azalması sorununa değinen Putin, "Politikalarımızın ana sonuçlarından biri de demografik sorunun üstesinden gelmek. Orta vadede bu sorunun üstesinden gelineceğine inanıyorum." açıklaması yaptı. (Cihan Haber Ajansı) 15.05.2008 13:29 [1354507]
|
Unakıtan: ''Prim affını görüşeceğiz''
Ankara (AA)- Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, SSK ve BAĞ-KUR prim affıyla ilgili hazırlanmış bir tasarı olmadığını belirterek, konuyu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile görüşeceklerini söyledi.Unakıtan, TBMM'ye gelişinde gazetecilerin, SSK ve BAĞ-KUR prim affına ilişkin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, ''42 milyar YTL'ye ulaşan prim borçlarının affedilmesiyle ilgili düzenlenmenin Mecliste bir tasarıya ekleneceği şeklinde haberler var. Hükümetin bu yönde aldığı bir karar var mı?'' sorusuna karşılık Unakıtan, ''Maliye Bakanlığı olarak ben konuşursam... Çalışma Bakanlığı ile oturup yeniden bu konuyu konuşmamız icap ediyor. Daha önce kendisiyle, sözlü olarak çok kısa görüştük. Öyle hazırlanmış bir tasarıyı ben görmedim' dedi.
Bir gazetecinin ''Af mı, taksitlendirme mi?'' sorusu üzerine Unakıtan, ''Onu Çalışma Bakanına sorun. Bana tasarı gelmemiş diyorum'' karşılığını verirken, ''Prensip olarak buna karşı mısınız?'' sorusu üzerine ise ''Çalışma Bakanı ile görüşüp ondan sora konuşabilirim'' diye konuştu.
Dolar
| | | | | |