şinasi yamak  
 
  mayıs 13 15.03.2025 11:11 (UTC)
   
 

Bakan Tüzmen: "Afrika Samimi Olarak Ne Yapmak İstediğimizi Anladı"

 

Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen, "Afrika Bizi Anladı. Samimi Olarak Ne Yapmak İstediğimizi Anladı. Biz Onlarla Beraber Büyümek, Onlarla Beraber Dünya Ticaret Pastasından Pay Almak İstiyoruz" Dedi.

 

Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen, "Afrika bizi anladı. Samimi olarak ne yapmak istediğimizi anladı. Biz onlarla beraber büyümek, onlarla beraber dünya ticaret pastasından pay almak istiyoruz" dedi.

Tüzmen, Türk Sanayici ve İşadamları Konfederasyonu(TUSKON) tarafından Türkiye ile Afrika arasında karşılıklı işbirliğinin arttırılması amacıyla düzenlenen 3. Afrika Dış Ticaret Köprüsü için Türkiye'ye gelen konuk bakanlarla yapılan toplantıda gazetecilerin sorularını cevaplandırdı.

 

3 milyar dolarlık bir ticaret hacmi hedeflediklerini belirten Tüzmen, Afrika ülkeleriyle ticaret hacminin 2008 yılı itibariyle 20 milyar dolara ulaşacağını aktardı. Bu ticaret hacminin gelişmesinde çok büyük bir ekibin ciddi gayret sarfettiğini ifade eden Tüzmen, 2003 yılından başlayarak 5 senedir o ülkelerde oluşturdukları çeşitli platformlarda Türkiye olarak karşılıklı olarak bire bir gerçek niyetlerini aktararak bu noktaya gelindiğini belirterek, "Afrika bizi anladı. Samimi olarak ne yapmak istediğimizi anladı. Biz onlarla beraber büyümek, onlarla beraber dünya ticaret pastasından pay almak istiyoruz." dedi.

Afrika ülkeleriyle yapılan serbest ticaret anlaşmalarının toplam ticaret hacmine etkisinin büyük olduğunu ifade eden Tüzmen, bölgedeki ülkelerle ticaret anlaşmaları yapmak için çalışmalara devam ettiklerini kaydetti. Tüzmen, Cezayir ve Güney Afrika ile bu konudaki görüşmelerin sürdüğünü ifade etti. Tüzmen, Türkiye ve Afrika'nın ihtiyaçları olan mal ve hizmeti karşılıklı olarak sağlayabileceklerini belirterek, ülkelerin birbirinin potansiyelinin daha yeni yeni fark ettiklerini söyledi.

"BAKANLAR KURULU'NDA KONUŞTUKLARIMIZ BİZDE KALSIN"

Bakan Tüzmen, toplantının ardından bir gazetecinin dünkü Bakanlar Kurulu toplantısında Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz'ı bankanın yanlış politikalar uyguladığı gerekçesiyle eleştirdiği yönündeki haberlerle ilgili sorusu üzerine, bugüne kadar Bakanlar Kurulu içerisindeki gündemle veya Bakanlar Kurulunda ne konuşulduğuyla ilgili hiç bir şekilde basın mensuplarına bilgi

aktarmadığını, bu süreç içerisinde de aynı metodu izlemeye devam edeceğini söyledi. Tüzmen, "Tabii ki kendi görüşlerimizi söyledik ama onlar bizde kalsın. Biz orada kendi aramızda kalacak şekilde konuşmalarımızı söyledik" diye konuştu.

TUSKON BAŞKANI MERAL: "TÜRKİYE VE AFRİKA ARASINDA ARTIK BİR KAR TOPU ETKİSİ OLUŞTURULDU"

TUSKON Başkanı Rızanur Meral ise, Afrika'nın bugün dünyanın parlayan yıldızı olduğunu ifade ederek, Türkiye-Afrika Dış Ticaret Köprüsünü genişlettiklerini, dünya ticaret merkezine taşıdıkları organizasyonu 5 bin metre kareden 10 bin metre kareye, katılımcı Afrikalı ve Türk iş adamı sayısını da 2 bin 300'den 3 bin 500'e yükselttiklerini söyledi. 45 ülkeden iş adamı beklediklerini bildiren Meral, "20 Afrikalı konuk bakan ve 70 bürokrat etkinliğimize katılacak. Bu yıl 3 milyar dolarlık bir ticaret hacminin oluşturulmasına katkıda bulunmayı hedefliyoruz. Türkiye ve Afrika arasında artık bir kar topu etkisinin oluşturulduğunu düşünüyorum" diye konuştu. (Cihan Haber Ajansı) 13.05.2008 14:39 [1350965

 

Türkiye S.O.S veriyor"

 

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin birinci gündeminin ekonomi olması gerektiğini belirterek, “Bütün Anadolu ve iç piyasa S.O.S veriyor” uyarısında bulundu.

Hisarcıklıoğlu, bütçe açığı ve cari açığa dikkat edilmesi gerektiğini, özellikle cari açığın 45 milyar dolara gittiğini belirterek önlem alınmasını istedi.

TOBB Başkanı Rİfat Hisarcılıoğlu, MÜSİAD’ın konuğu oldu. Hisarcıklıoğlu, burada yaptığı konuşmada, ekonomiyi değerlendirerek, uyarılarda bulundu. Dünya ticaret hacminin 17 yılda 12 kat büyüdüğünü ifade eden Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin geçmişte birinci sanayileşme dönemini ıskaladığını söyledi. Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin siyasi sorunlar yüzünden 1990’lı yıllarda içeri kapandığını ve küçüldüğünü, dışa açıldığında ise büyüdüğünü anlattı. Türkiye’nin 2001 yılının ikinci yarısına kadar bunun farkında olmadığını, ekonomik krizin Türkiye’ye “şok” etkisi yarattığını ve ülkenin kendisine gelmesini sağladığını anlatan Hisarcıklıoğlu, “İnsanın sağlıklı olup olmadığını tansiyonuna, nabzına ve şekerine bakarak ölçerler. Büyüme de işte ekonominin tansiyon, nabız ve şekeri. İşimiz iyi, ekonomi büyüyorsa işimiz büyüyor. İşimiz iyi değilse ne kadar söylersen söyle büyüme aşağı kaysa işler iyi gitmez” dedi.

“2007’DE BİZE SELAM VEREN YOKTU”

Hisarcıklıoğlu, sanayileşmede Türkiye’nin birinci dönemi ıskaladığını, ikinciyi de ıskalamaması gerektiğini vurgularken, büyümede mevcut oranın iki katının üzerinde durulması gerektiğini ifade etti. Rifat Hisarcıklıoğlu, “2007’de Türkiye, tekrar klasik büyüme moduna düştü. Ülkede iç huzur, dış huzur, siyaset ön plana çıkar, ekonomi ikinci, üçüncü plana düşerse… 2007 yılında maalesef bize selam veren yoktu” diye, sitem etti.

SİYASİ VE EKONOMİK İSTİKRAR ŞİMDİ YOK

Türkiye’nin yüzde 7 büyümeyle 2019 yılında, yüzde 4.5 büyümeyle devam edilirse 2050’de AB’nin kişi başına milli gelirini yakalayabileceğini ifade eden Hisarcıklıoğlu, “Bizim, her söylemimizde ‘Yüzde 7 altındaki büyümeyi kabul etmeyiz’ dememiz lazım. Türkiye yüzde 7 altındaki büyümeyi kabul edemez, yüzde 7’nin altındaki büyümede başarısızdır. Onun için de siyasi ve ekonomik istikrara ihtiyaç var. Maalesef bugün yok” diye konuştu.

“İÇ PİYASA VE BÜTÜN ANADOLU S.O.S VERİYOR”

Hisarcıklıoğlu, bütün Anadolu’nun ve iç piyasanın “S.O.S” verdiğini, bunun rakamlara bakılarak görülebileceğini kaydetti. İç piyasada, 2007 birinci çeyreğinde 276 milyon olan buzdolabı satışlarının, 2008 ilk çeyreğinde 194 milyona; çamaşır makinesi satışlarının da 263 milyondan 179 milyona düştüğünü belirten Hisarcıklıoğlu, 2008’in birinci çeyreğinde beyaz eşya satışında yüzde 30’luk azalma olduğuna dikkat çekti. İnşaat sektörünün batma noktasına geldiğini, “alarm zillerinin çalmaya başladığını” anlatan Hisarcıklıoğlu, iç piyasadaki durumun hızla ele alınması gerektiğini kaydetti.

TEKSTİL VE HAZIR GİYİM SÖZ SAHİBİ OLDUĞUMUZ TEK SEKTÖR”

Hisarcıklıoğlu, bu yılın ilk çeyreğinde protestolu senet sayısının yüzde 17 arttığına da işaret ederken, tekstil ve giyim eşyasında 2002-2007 döneminde küçülme yaşandığını, imalat sanayide ikili yapı oluşmaya başladığını kaydetti. Kamu sektöründe ve siyasetçisinde tekstil sektörüyle ilgili çok yanlış algılama olduğuna işaret eden Hisarcıklıoğlu, şöyle konuştu:
“Dünya pazarında en çok söz sahibi olduğumuz iki sektör var. Biri tekstil ve hazır giyim. Dünya pazarının yüzde 5’ine sahibiz. Tekstil ve hazır giyimi Türkiye içi için düşünürseniz kapasite fazlalığı var, eğer dünya için düşünüyorsanız kapasitede noksanlık var. Teşvik verdin, ben yatırdım. Şimdi de ‘Tekstilde yanlış yatırım yaptı’ deniliyor. Benim suçum mu? Ben dünya pazarının yüzde 5’ine hakim olmuşum, senin misyonun dünyada lider olmak ise sektörün önünü aç.”

SANAYİCİ TAŞERON NOKTASINDA

Hisarcıklıoğlu, bu dönemde artık sanayicinin taşeron noktasına doğru geldiğini, 100 dolarlık ihracat için 70 dolarlık ithalat yapar durumda olduğunu söyledi. Türkiye’deki özel sektörün ihracatının, enerji hariç, ithalat artışı oranının üzerine geçmiş durumda olduğunu kaydeden Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin dünya pazarında yıldız sektörü olmadığını, taşıt araçları, tekstil, hazır giyim, yaş meyve ve sebze ile demir-çelik sektörlerinin “yıldız sektör” olmaya aday olduğunu ifade etti.

DEMOKRASİ OLAN ÜLKEDE ZENGİNLİK VAR

TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, küresel dünyada kaybetmemek için küresel oyuncu olmak gerektiğini ve bunun içinde yeni gündeme ihtiyaç olduğunu söyledi. Hisarcıklıoğlu, yeni bir Anayasa, yargı, kamu yönetimi reformuna, mali disiplinin sürdürülmesine, vergi sisteminde reforma, alt yapı ve enerji piyasasındaki problemlerin çözümüne ilişkin reformlara ihtiyaç olduğunu kaydetti. Hisarcıklıoğlu, “Vergilerin artırılmasını istemiyorsak, faizlerin artmasını istemiyorsak mali disiplini ağzımıza pelesenk etmemiz lazım” dedi. Demokrasi ile zenginliğin bir biriyle at başı gittiğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, Türkiye zenginleşmek istiyorsa demokrasiye dört elle sarılması gerektiğini dile getirdi.

CARİ AÇIK VE BÜTÇE AÇIĞINA DİKKAT

Rifat Hisarcıklıoğlu, bütçe açığı vermemek için mali disipline dikkat etmek gerektiğinin altını çizerken, cari açığa ilişkin de uyarılarda bulundu. Hisarcıklıoğlu, “Önümüzdeki dönemde iki şeye dikkat etmemiz lazım. Cari açık ve bütçe açığına. Bu ikisi çok önemli. Cari açıkta sıkıntıya girmememiz için 2007’de her gün 100 milyon dolar bulmamız gerekiyordu. 2008’de bunun toplam rakamı 45 milyar dolara gelecek. Bütün Osmanlı dönemi, Türkiye Cumhuriyeti dönemi dahil bütün dönemlerde cari açığını finanse edemediği gün kriz olmuş. Bu yıl bizim krize girmememiz için 45 milyar dolar kaynağa ihtiyacımız var. Biz kaybetmek istemiyoruz, kaybetmek istemediğimiz için cari açığı önemsiyoruz” diye konuştu.
Hisarcıklıoğlu, bir soru üzerine, cari açık ve bütçe açığının artmasının mali disiplinle ilgili olduğunu dile getirerek, cari açığın 2007 yılında 22 milyar dolarlık doğrudan yabancı sermayeyle finanse edildiğini, cari açıktan fazla para geldiğini, 2008 yılında yabancı sermayenin gelmediğini, özel sektörün dışarıdan borçlanmadığını ve önümüzdeki dönemde dikkatli olmak gerektiğini söyledi.

“ENFLASYON DÜŞSÜN DİYECEĞİZ”

Yükselen enflasyona da değinen Hisarcıklıoğlu, enflasyon arttıkça bedelini kendilerinin ödediğini, büyüme olsun diye enflasyonun artmasından yana olanları eleştirdi. Hisarcıklıoğlu, “Enflasyon düşsün diyeceğiz. Devlet ne kadar az harcıyorsa o kadar az enflasyon, o kadar da hızlı büyüme oluyor. Ne olur devletimize harcattırmayalım” dedi.
Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti:
“Para pul istemiyoruz, önümüzdeki engelleri kaldırın. Bize suni gündemler getirmeyin. Cambazlara baktırmayın, cambaza baktıkça paralar gidiyor. Türkiye’nin tek gündemi olması lazım o da ekonomi. Önümüzdeki engelleri kaldırın şahlandıralım. Rakiplerimiz hangi şartlarda futbol oynuyorsa bize de aynı şartları getirin bakın bakalım o zaman Türk özel sektörü olarak dünyada Türkiye’yi lider yapıyor muyuz, yapmıyor muyuz

Yabancılar Bankaları Yeniden Keşfetti

 

Yabancı Yatırımcıların Borsadaki Eski Göz Ağrısı Bankalar Yeniden Gözde Oldu.

 

Yabancı yatırımcıların borsadaki eski göz ağrısı bankalar yeniden gözde oldu. Yabancılar İMKB'de geçtiğimiz yılın ekim ayından bu yana ilk kez bankalarda alıcı konuma geçti.

Dolar güne düşüşle başladı

Bankalarda seçici bir alım hareketi dikkati çekerken, nette en fazla alınanlar İş ankası ve Garanti Bankası oldu. Öte yandan yabancıların en fazla sattığı banka hisseleri ise Vakıfbank ve Halkbank oldu.

 

UBS'in hazırladığı analizde, bu iki bankada satışların yoğunlaşmasının nedeni olarak özelliştirme sürecindeki belirsizlikler gösterildi.

İş Bankası ve Garanti'deki alımların ise iki bankanın değerinin düşük kalması ve kredi maliyetlerinde dalgalanmalara karşılık daha az kırılgan olmalarından kaynaklandığı ifade edildi.

UBS'in raporunda, mevcut zor durumda hisse seçiminin çok daha fazla önem kazandığına işaret edilerek, "bu süreçte daha iyi yönetilen, kuvvetli perakende şubeleri olan, değerlemeleri iyi olan ve kazançları yüksek görünen bankalar tercih edilmeli. Bu anlmda bizim tavsiyemiz de Garanti Bankası ve İş Bankası'dır" ifadesi kullanıldı. 13.05.2008 10:30 [1350398]

Dolar

1,2530

Euro

1,9360

Altın

35,1344

IMKB

41.831

Faizlerin düşmesi dolara bağlı

 

Tahvil ve Bono Piyasası'nda 13 Ocak 2010 vadeli gösterge kağıt geçen hafta yöneldiği yüzde 20.00 bileşik seviyesinden 19.50 bölgesine kadar gevşedi.   

Bileşik faizin yüzde 19.50 bileşik seviyesinin altına inmesi için, dolar/YTL kurunun 1.2500 bölgesini kırması ve yurtdışı piyasalardaki olumlu hareketin devam etmesi gerektiği dile getiriliyor.   

Yurtiçinde piyasalar bu hafta Perşembe günü Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) tarafından gerçekleştirilecek Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında alınacak faiz kararına odaklanmış durumda bulunuyor.   

Eurobank Tekfen Sabit Getirili Menkul Kıymetler Birim Müdürü Bülent Mühür, bono piyasasında yurtdışında gözlenen bir miktar olumlu hava ile bugün de alımların devam ettiğini dile getirdi.   

Bülent Mühür, bono piyasasında gösterge kağıdın yüzde 19.50 bileşik seviyesine kadar gevşediğine değinerek, "Geçen hafta yüzde 20.00 bileşik bölgesine yaklaşmış olan 13 Ocak 2010 vadeli gösterge kağıt böylece yarım puanlık düşüş gerçekleştirmiş oldu" şeklinde konuştu.    

Bundan sonra bileşik faizin yüzde 19.50 seviyesinin altına inmesi için yurtdışı piyasalardan ve yurtiçinden daha olumlu haberlerin gelmesi gerektiği görüşünü savunan Eurobank Tekfen Sabit Getirili Menkul Kıymetler Birim Müdürü Bülent Mühür, sözlerini şu şekilde tamamladı: "Döviz piyasasına dolar/YTL paritesi 1.2500 seviyelerini kıramadığı ve yurtdışı piyasalarda da olumlu hareketin devamının görülemediği sürece, bono piyasasında faizin yüzde 19.50 bileşik seviyesinin üzerinde kalacağını tahmin ediyoruz."   

İnterbank'ta en düşük 1.2495, en yüksek 1.2615 YTL'yi gören dolar kotasyonları şu anda 1.2510-1.2560 civarından işlem görüyor.   

Tahvil ve Bono Piyasası'nda en çok işlem gören 13.01.2010 tarihli gösterge kağıt ise yarın valörlü işlemlerde yüzde 0.10 oranında düşüşle yüzde 20.74 basit, yüzde 19.50 bileşik civarında bulunuyor.



İran, Petrol Üretimini Azaltmayacak

 

Dünyanın En Büyük Dördüncü Petrol Üreticisi Olan İran'ın, Günlük Petrol Üretim Miktarını Azaltmayacağı Bildirildi.

 

Dünyanın en büyük dördüncü petrol üreticisi olan İran'ın, günlük petrol üretim miktarını azaltmayacağı bildirildi.

İran Petrol Bakanı Gulamhüseyin Nozeri, günlük üretimin azaltılması konusunun gündeme geldiğini, ancak bunun düşünce aşamasında kaldığını ve bu konuda hiçbir karar alınmadığını belirtti.

Yarı resmi Fars ajansına açıklama yapan ve isminin açıklanmasını istemeyen İran Petrol Bakanlığından bir yetkili, İran'ın günlük üretimini gelecek aydan itibaren 400 bin ile 1 milyon varil civarında azaltma kararı aldığını söylemişti.

 

Fars ajansına açıklama yapan yetkilinin sözlerini kabul etmeyen Nozeri, bu konuda bir karar alınmasının söz konusu olmadığını da vurguladı.

Uzmanlar, İran'ın üretim miktarını düşürmesinin, uluslararası piyasalarda 120 doların üzerinde seyreden petrol fiyatları üzerinde olumsuz etkileri olacağına işaret ediyor.

İran Petrol Bakanı Nozeri, mevcut koşulların devam etmesi durumunda petrolün varil fiyatının 200 doları bulabileceğini söylemişti.

Dünyanın en büyük dördüncü petrol üreticisi olmasının yanında OPEC ülkeleri arasında da Suudi Arabistan'dan sonra ikinci sırada yer alan İran, günlük ürettiği 4,2 milyon varil ham petrolden, 2,5 milyon varilini ihraç ediyor

 

"Petrol talebi beklenenden az artacak"

 

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), yüksek fiyatlar ve dünyanın en büyük petrol tüketicisi ABD ile diğer sanayileşmiş ülkelerdeki yavaş büyüme nedeniyle, dünya petrol talebinin bu yıl beklenenden az yükseleceğini bildirdi.

IEA'nın aylık Petrol Piyasası Raporu'na göre, geçen ay yüzde 1,5 artacağı tahmin edilen yıllık küresel tüketim, yüzde 1,2 yükselişle günlük 1,03 milyon varil artacak. Bu rakam daha önceki tahminlerden günlük 230 bin varil daha az.

Çin ve Orta Doğu başta olmak üzere gelişmekte olan ülkelerin petrol talebinin yüzde 3,7 artarak, bu yıl günlük 1,4 milyon varil olacağı belirtilen raporda, bu yıl ilk çeyrekte Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı'nda (OECD) ticari petrol stoklarının günlük 200 bin varil azaldığı kaydedildi.

Petrol fiyatlarının IAE'nın son aylık raporundan bu yana yüzde 12 arttığına ve bu ay başında ham petrolün varil fiyatının, bir yıl önceye göre ikiye katladığına dikkat çekilen raporda, ABD'nin petrol talebinin bu yıl yüzde 2,1 düşüşle günlük 20,4 milyon varil olacağının tahmin edildiği ifade edildi.

Temel sorunun yukarı yönlü hareketinin nasıl durdurulacağı olduğu vurgulanan ve Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü'ne (OPEC) fiyatların yükselmesini önlemek için petrol üretimini ve yatırımları desteklemesi çağrısında bulunulan raporda, OPEC'in hızla daha fazla petrol sağlayacağı konusunda açık bir işaret vermesiyle bu süreci başlatabileceğine dikkat çekildi.

PETROL FİYATLARI 124 DOLARIN ALTINDA

Bu arada uluslararası piyasalarda ABD ham petrolünün varil fiyatı Haziran ayı teslimi 99 sent gerileyerek 123,24 dolar oldu. ABD ham petrolünün varil fiyatı geçen hafta Cuma günü arz kaygıları ve spekülatif satın almalar nedeniyle 126,27 doları görmüştü.

Londra Brent tipi ham petrolün varil fiyatı da 88 sent azalışla 122,03 dolar oldu.

Petrol fiyatlarının düşüşünde dünyanın ikinci büyük petrol tüketicisi Çin'in petrol ithalatının geçen ay düşmesinin, bu ülkenin petrol talebine ilişkin kaygıları artırmasının da etkisi oldu.

 

Türk Telekom'un Iptv İhalesini ABD'li Seachange Kazandı

 

Internet Üzerinden Televizyon Yayıncılığı Olarak Bilinen ve Tv, Bilgisayar, Dvd/vod ve Telefonu Tek Bir Platformda Birleştiren Iptv Alt Yapısının Türkiye'ye Kurulması Doğrultusunda Türk Telekom'un Düzenlediği İhaleyi ABD'li Seachange İsimli Kuruluşun Kazandığı Açıklandı.

 

Internet üzerinden televizyon yayıncılığı olarak bilinen ve TV, bilgisayar, DVD/VOD ve telefonu tek bir platformda birleştiren IPTV altyapısının Türkiye'ye kurulması doğrultusunda Türk Telekom'un düzenlediği ihaleyi Amerikalı SeaChange isimli kuruluşun kazandığı açıklandı.

Türk Telekom'dan ihaleyle ilgili olarak yapılan açıklamada Amerikan kökenli ve Amerikan borsasına (NASDAQ) kote bir teknoloji firması olan SeaChange'in , özellikle İsteğe Bağlı İçerik Yayını (VoD) alanında uzman bir kuruluş olarak tanındığı kaydedildi.

 

Açıklamada, dünya üzerinde yaklaşık 40milyon kablo-TV müşterisine VOD altyapısı sağlayan SeaChange şirketinin, Türkiye'de de IPTV altyapısının tamamlanması için önderlik yapacağı ve IPTV platformunu orta vadede, bir Türk Telekom şirketi olan Argela ile geliştireceği belirtildi.

 

-TÜRK ŞİRKETİ ARGELA İLE İŞBİRLİĞİ

 

SeaChange firmasının bir alt yüklenicisi olarak görev yapacak Argela'nın SeaChange ile geliştirmekte olduğu yeni nesil Middleware Platformu ile projenin hayata geçmesine önemli katkılar sağlayacağı ifade edilen açıklamada, 2008 yılı sonunda hizmete sunulması planlanan IPTV ürününün önemli bir parçası olan, "Middleware Platformu"nun Türk mühendisler tarafından gerçekleştirileceği hatırlatılarak, şöyle denildi:

"Argela'nın bu projede sorumlu olacağı platform IPTV abonelerinin, TV yayınlarını Internet üzerinden izleyecekleri, istedikleri filmleri kiralayabilecekleri, oyun, bankacılık, video konferans gibi interaktif işlemler ve daha birçok uygulamaları kullanabilecekleri ortamı sağlayacak. SeaChange ise geliştirilecek bu middleware'in entegrasyonundan sorumlu olacak."

 

-1 MİLYON ABONE HEDEFLENİYOR

 

Açıklamada, ayrıca Argela ve SeaChange kuruluşlarının, Türk Telekom IPTV projesi ile başlayan birlikteliklerini, daha kapsamlı ve uzun vadeli bir Ortak Girişim anlaşması ile genişlettikleri ve bu sayede her iki firmanın deneyim ve pazarlarını uluslararası platformda paylaşacakları ve Türk Telekom için kurulacak IPTV platformunun dünya pazarına açılmasının hedeflendiği kaydedildi. İlk aşamada 1 milyon müşteri kapasitesi ile kurulacak altyapının, talebe bağlı olarak genişletilebileceği belirtildi

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Bugün 50 ziyaretçi (82 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol