Türkiye S.O.S veriyor"
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin birinci gündeminin ekonomi olması gerektiğini belirterek, “Bütün Anadolu ve iç piyasa S.O.S veriyor” uyarısında bulundu.
Hisarcıklıoğlu, bütçe açığı ve cari açığa dikkat edilmesi gerektiğini, özellikle cari açığın 45 milyar dolara gittiğini belirterek önlem alınmasını istedi.
TOBB Başkanı Rİfat Hisarcılıoğlu, MÜSİAD’ın konuğu oldu. Hisarcıklıoğlu, burada yaptığı konuşmada, ekonomiyi değerlendirerek, uyarılarda bulundu. Dünya ticaret hacminin 17 yılda 12 kat büyüdüğünü ifade eden Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin geçmişte birinci sanayileşme dönemini ıskaladığını söyledi. Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin siyasi sorunlar yüzünden 1990’lı yıllarda içeri kapandığını ve küçüldüğünü, dışa açıldığında ise büyüdüğünü anlattı. Türkiye’nin 2001 yılının ikinci yarısına kadar bunun farkında olmadığını, ekonomik krizin Türkiye’ye “şok” etkisi yarattığını ve ülkenin kendisine gelmesini sağladığını anlatan Hisarcıklıoğlu, “İnsanın sağlıklı olup olmadığını tansiyonuna, nabzına ve şekerine bakarak ölçerler. Büyüme de işte ekonominin tansiyon, nabız ve şekeri. İşimiz iyi, ekonomi büyüyorsa işimiz büyüyor. İşimiz iyi değilse ne kadar söylersen söyle büyüme aşağı kaysa işler iyi gitmez” dedi.
“2007’DE BİZE SELAM VEREN YOKTU”
Hisarcıklıoğlu, sanayileşmede Türkiye’nin birinci dönemi ıskaladığını, ikinciyi de ıskalamaması gerektiğini vurgularken, büyümede mevcut oranın iki katının üzerinde durulması gerektiğini ifade etti. Rifat Hisarcıklıoğlu, “2007’de Türkiye, tekrar klasik büyüme moduna düştü. Ülkede iç huzur, dış huzur, siyaset ön plana çıkar, ekonomi ikinci, üçüncü plana düşerse… 2007 yılında maalesef bize selam veren yoktu” diye, sitem etti.
SİYASİ VE EKONOMİK İSTİKRAR ŞİMDİ YOK
Türkiye’nin yüzde 7 büyümeyle 2019 yılında, yüzde 4.5 büyümeyle devam edilirse 2050’de AB’nin kişi başına milli gelirini yakalayabileceğini ifade eden Hisarcıklıoğlu, “Bizim, her söylemimizde ‘Yüzde 7 altındaki büyümeyi kabul etmeyiz’ dememiz lazım. Türkiye yüzde 7 altındaki büyümeyi kabul edemez, yüzde 7’nin altındaki büyümede başarısızdır. Onun için de siyasi ve ekonomik istikrara ihtiyaç var. Maalesef bugün yok” diye konuştu.
“İÇ PİYASA VE BÜTÜN ANADOLU S.O.S VERİYOR”
Hisarcıklıoğlu, bütün Anadolu’nun ve iç piyasanın “S.O.S” verdiğini, bunun rakamlara bakılarak görülebileceğini kaydetti. İç piyasada, 2007 birinci çeyreğinde 276 milyon olan buzdolabı satışlarının, 2008 ilk çeyreğinde 194 milyona; çamaşır makinesi satışlarının da 263 milyondan 179 milyona düştüğünü belirten Hisarcıklıoğlu, 2008’in birinci çeyreğinde beyaz eşya satışında yüzde 30’luk azalma olduğuna dikkat çekti. İnşaat sektörünün batma noktasına geldiğini, “alarm zillerinin çalmaya başladığını” anlatan Hisarcıklıoğlu, iç piyasadaki durumun hızla ele alınması gerektiğini kaydetti.
TEKSTİL VE HAZIR GİYİM SÖZ SAHİBİ OLDUĞUMUZ TEK SEKTÖR”
Hisarcıklıoğlu, bu yılın ilk çeyreğinde protestolu senet sayısının yüzde 17 arttığına da işaret ederken, tekstil ve giyim eşyasında 2002-2007 döneminde küçülme yaşandığını, imalat sanayide ikili yapı oluşmaya başladığını kaydetti. Kamu sektöründe ve siyasetçisinde tekstil sektörüyle ilgili çok yanlış algılama olduğuna işaret eden Hisarcıklıoğlu, şöyle konuştu:
“Dünya pazarında en çok söz sahibi olduğumuz iki sektör var. Biri tekstil ve hazır giyim. Dünya pazarının yüzde 5’ine sahibiz. Tekstil ve hazır giyimi Türkiye içi için düşünürseniz kapasite fazlalığı var, eğer dünya için düşünüyorsanız kapasitede noksanlık var. Teşvik verdin, ben yatırdım. Şimdi de ‘Tekstilde yanlış yatırım yaptı’ deniliyor. Benim suçum mu? Ben dünya pazarının yüzde 5’ine hakim olmuşum, senin misyonun dünyada lider olmak ise sektörün önünü aç.”
SANAYİCİ TAŞERON NOKTASINDA
Hisarcıklıoğlu, bu dönemde artık sanayicinin taşeron noktasına doğru geldiğini, 100 dolarlık ihracat için 70 dolarlık ithalat yapar durumda olduğunu söyledi. Türkiye’deki özel sektörün ihracatının, enerji hariç, ithalat artışı oranının üzerine geçmiş durumda olduğunu kaydeden Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin dünya pazarında yıldız sektörü olmadığını, taşıt araçları, tekstil, hazır giyim, yaş meyve ve sebze ile demir-çelik sektörlerinin “yıldız sektör” olmaya aday olduğunu ifade etti.
DEMOKRASİ OLAN ÜLKEDE ZENGİNLİK VAR
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, küresel dünyada kaybetmemek için küresel oyuncu olmak gerektiğini ve bunun içinde yeni gündeme ihtiyaç olduğunu söyledi. Hisarcıklıoğlu, yeni bir Anayasa, yargı, kamu yönetimi reformuna, mali disiplinin sürdürülmesine, vergi sisteminde reforma, alt yapı ve enerji piyasasındaki problemlerin çözümüne ilişkin reformlara ihtiyaç olduğunu kaydetti. Hisarcıklıoğlu, “Vergilerin artırılmasını istemiyorsak, faizlerin artmasını istemiyorsak mali disiplini ağzımıza pelesenk etmemiz lazım” dedi. Demokrasi ile zenginliğin bir biriyle at başı gittiğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, Türkiye zenginleşmek istiyorsa demokrasiye dört elle sarılması gerektiğini dile getirdi.
CARİ AÇIK VE BÜTÇE AÇIĞINA DİKKAT
Rifat Hisarcıklıoğlu, bütçe açığı vermemek için mali disipline dikkat etmek gerektiğinin altını çizerken, cari açığa ilişkin de uyarılarda bulundu. Hisarcıklıoğlu, “Önümüzdeki dönemde iki şeye dikkat etmemiz lazım. Cari açık ve bütçe açığına. Bu ikisi çok önemli. Cari açıkta sıkıntıya girmememiz için 2007’de her gün 100 milyon dolar bulmamız gerekiyordu. 2008’de bunun toplam rakamı 45 milyar dolara gelecek. Bütün Osmanlı dönemi, Türkiye Cumhuriyeti dönemi dahil bütün dönemlerde cari açığını finanse edemediği gün kriz olmuş. Bu yıl bizim krize girmememiz için 45 milyar dolar kaynağa ihtiyacımız var. Biz kaybetmek istemiyoruz, kaybetmek istemediğimiz için cari açığı önemsiyoruz” diye konuştu.
Hisarcıklıoğlu, bir soru üzerine, cari açık ve bütçe açığının artmasının mali disiplinle ilgili olduğunu dile getirerek, cari açığın 2007 yılında 22 milyar dolarlık doğrudan yabancı sermayeyle finanse edildiğini, cari açıktan fazla para geldiğini, 2008 yılında yabancı sermayenin gelmediğini, özel sektörün dışarıdan borçlanmadığını ve önümüzdeki dönemde dikkatli olmak gerektiğini söyledi.
“ENFLASYON DÜŞSÜN DİYECEĞİZ”