şinasi yamak  
 
  mayıs 3 15.03.2025 10:28 (UTC)
   
 

'Altın Yerine Pirinç Takılacak'

 

Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı Bayraktar, Tarımdaki Yanlış Uygulamaların Ülkeyi Felakete Sürüklediğini Savundu.

 

Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı Şemsi Bayraktar, tarımdaki yanlış uygulamaların ülkeyi felakete sürüklediğine savunarak, "Bu gidişle gelinlere altın yerine bulgur, pirinç takacaklar. Dünyada en önemli şey gıda olacak. Kızlarımız çeyizlerinde çuval çuval pirinç bulunduracaklar" dedi.

Dünya ve Türkiye’nin bilimkurgu filmlerindeki o karışık tabloya döneceğini söyleyen Bayraktar şöyle devam etti: "Kuraklık nedeniyle üretim düşecek spekülatif hareketlerle gıda fiyatları çok daha yükselecek. Bu sadece ülkelerin iç meselesi olmayacak. Dünyada bir çok ülke gıda ve su yetersizliği nedeniyle savaş halinde olacak. Ben şahsım adına 50 sene sonrasını görmek istemem."

 

Milletvekillerinin genel merkez sıralamasıyla seçilmeleri nedeniyle halkla aralarında devamlı mesafe olduğunu söyleyen Bayraktar, "Seçim sistemi tarımı bile kötü etkiliyor. Aslında siyasiler tebdili kıyafet gezmeli ve halkın, çiftçinin arasında dolaşmalılar. Tarımın sorunlarını sadece akademisyenlerin teorik görüşleriyle ya da çiftçimizin istekleriyle çözemeyiz" dedi.

Gübre fiyatları çok pahalı

Gıda sektörünün artık dünyada en önemli yatırım aracı olduğunu vurgulayan Bayraktar, şöyle konuştu: "Türkiye akıllı destekleme politikalarıyla aslında Avrupa’nın gıda güvencesi olabilecek bir ülke. Ama bugün tarımda uygulanan yanlış politikalar nedeniyle mısırı, buğdayı ithal ediyoruz. Gıda sektörü artık dünyada en önemli yatırım aracı. Türkiye tarımsal üretime daha fazla önem vermeli.."

Kadın çiftçi yetiştirmeliyiz

KÖYLERDEKİ gençlerin şehirlere göç ettiğine işaret eden Şemsi Bayraktar, şunları söyledi: "Köylerimizde sadece kadınlarımız ve yaşlılar kalıyor. Yaptığımız çalışmalara göre kadın nüfusu 2013 yılında erkek nüfusunu katlayacak. Bu nedenle kadınlarımızı girişimci yapamalıyız. Kadınlarımıza tarımla ilgili eğitimi veremezsek verimliliği unutalım."

Tayland pirinç karteli istedi

DÜNYANIN en büyük pirinç ihracatçısı Tayland, petrol ihraç eden ülkelerin kurduğu OPEC örgütü gibi bir pirinç karteli kurulmasını istiyor. Dünyanın en büyük pirinç ihracatçıları Laos, Burma, Kamboçya ve Vietnam ile konuşarak fiyatların OPEC’de olduğu gibi birlikte koordine edilmesini planlıyor. 03.05.2008 02:31 [1334472]

Aso'dan Merkez Bankasına Eleştiri

 

Ankara Sanayi Odası (Aso) Başkanı Nurettin Özdebir, Nisan Ayı Enflasyon Verilerini Değerlendirirken, 'Merkez Bankası Enflasyonla Mücadelede Ne Yazık Ki Düzenli Bir Geri Çekilme Yerine, Bozguna Uğramış Bir Ordu Gibi Panik İçinde Kaçmayı Tercih Etmiştir' Dedi.

 

Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, Nisan ayı enflasyon verilerini değerlendirirken, ''Merkez Bankası enflasyonla mücadelede ne yazık ki düzenli bir geri çekilme yerine, bozguna uğramış bir ordu gibi panik içinde kaçmayı tercih etmiştir'' dedi.

Özdebir, yaptığı değerlendirmede, enflasyonun yüksek çıkmasının kendilerini pek şaşırtmadığını, 2004 yılından beri enflasyondaki düşüş eğiliminin durduğunu ve Merkez Bankası'nın uyguladığı para politikasının enflasyonla mücadelede bir risk oluşturduğunu söylediklerini anımsatarak, bu riskin artık gerçekleşmeye başladığını söyledi.

 

Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz'ın ''hedef enflasyona değil enflasyon tahminimize bakın'' şeklindeki sözlerini de eleştiren Özdebir, ''2002 yılından beri hiçbir tahmini tutmayan Merkez Bankası, bu açıklaması ile enflasyonla mücadelede havlu attığını ilan etmiştir. Bu enflasyon hedeflemesi rejiminin iflasının açıkça itirafıdır'' diye konuştu.

''Merkez bankası sadece hükümete ya da IMF'ye değil, halka da hesap vermelidir'' diyen Özdebir, enflasyonla mücadelede esas sorumlunun Merkez Bankası olduğunu, ancak bunun enflasyon konusunda Hükümetin ve Hazineden sorumlu Devlet Bakanı'nın sorumluluğunu görmelerini engellememesi gerektiğini kaydetti. (Anadolu Ajansı)

Erdoğan: TSK'yı Bağımlılıktan Çıkaracağız

 

Erdoğan, Savunma Sanayi ve Gemi İnşa Sanayinin, Türkiye'nin Hızla Gelişen İki Sektörü Haline Geldiğini Belirtti.

 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, savunma sanayi ve gemi inşa sanayinin, Türkiye'nin hızla gelişen iki sektörü haline geldiğini belirterek, "Denizcilik alanında gerçekleştirilen büyük atılımlar sonucunda bu sektörde tonaj ve sipariş edilen gemi adedine göre Güney Kore, Japonya ve Çin'in ardından 4. sıraya yerleşmiş bulunuyoruz" dedi.

 

Başbakan Erdoğan, Yeni Tip Karakol Botu Projesi kapsamındaki ilk iki botun kaynak, Sahil Güvenlik Arama Kurtarma Gemisi projesinin başlangıç törenlerine katılmak üzere Tuzla'ya geldi. Erdoğan'ın yanı sıra İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Sahil Güvenlik Komutanı Tümamiral Can Erenoğlu, Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi M. Koç ve Savunma Sanayii Müsteşarı Murad Bayar'ın katılımıyla gerçekleşen törende, üretimde ilk adım olan örnek blok kaynağı yapıldı.

Törende konuşan Başbakan Erdoğan, savunma sanayi ve gemi inşa sanayinin, Türkiye'nin hızla gelişen iki sektörü haline geldiğini söyledi. Erdoğan, "Türkiye, bir dizi ağır ekonomik krizin ardından geçtiğimiz 5.5 yıldır bir toparlanma, yeniden yapılanma ve gelişme içerisindedir. Bu dönemde ulusal kalkınma hedeflerimiz ve stratejilerimiz doğrultusunda sanayimiz de büyük bir atılım içerisine girdi. Gemi inşa sanayimiz 2002 yılında dünyada 23. sırada yer alıyordu. Denizcilik alanında gerçekleştirilen büyük atılımlar sonucunda bu sektörde tonaj ve sipariş edilen gemi adedine göre Güney Kore, Japonya ve Çin'in ardından 4. sıraya yerleşmiş bulunuyoruz. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ileri teknoloji ürünü bir çok ihtiyacı artık milli tasarım ve üretim projeleriyle Türk şirketleri tarafından karşılanıyor. Kendi ihtiyacımızı karşılamanın da ötesinde, savunma sanayi ürünlerimiz dünyanın değişik coğrafyalarında alıcı buluyor" dedi.

Uluslararası alanda ihracat güçlerini artıran gemi inşa ve savunma sanayi sektörlerinin, Türkiye'nin çok ihtiyaç duyduğu yüksek katma değer ve nitelikli istihdam üretme konusunda da öncü olduklarının altını çizen Erdoğan, "Hükümetimizin ulusal arge kapasitemizin geliştirilmesine yönelik attığı adımlar, cumhuriyet tarihinde bir ilki teşkil ediyor. 2008 yılı için başta TÜBİTAK olmak üzere sadece devlet kurumlarının bütçelerine arge için konulan kaynakların toplamı 1 milyar doları aşıyor. Özel sektörün kendi imkanlarıyla yürüttüğü arge harcamaları bu rakamın dışındadır. Bu kaynaklarla çok sayıda arge projesi yürümektedir. Bilimsel ve teknolojik gücümüzü artırmamızı, ülke olarak hedeflerimize ulaşmamızın temel şartlarından biri olarak görüyoruz. Gemi inşa sektörünü desteklemek üzere Tuzla bölgesinde Piri Reis Üniversitesi adıyla yeni bir yüksek öğretim kurumunun kuruluşuna ilişkin Bakanlar Kurulu kararını geçtiğimiz yıl aldık. Hedefimiz sektörün dinamizmini üniversitenin bilimsel birikimiyle birleştirerek bir sinerji elde etmek. Öncelikli amacımız Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bu alanda dışa bağımlılığını en aza indirmek. Milli kaynak ve imkanları geliştirmektir. Bin 700 tonluk arama kurtarma gemilerinin ve 400 tonluk yeni tip karakol botlarının inşasına başlanması, sektörün ulaştığı seviyenin göstergesidir. Üretilecek bu gemilerde, Türkiye'de imal edilen gemi çeliği kullanılıyor. Bu sektörün gelişimi zincirleme olarak Türk sanayine yeni bir heyecan getirecektir. Sadece Tuzla bölgesinde 37 tersane var. Şimdi Yalova, Karadeniz sahillerinde açılmakta olan tersanelerle 100'e yakın tersaneye ulaşıyoruz. Şu anda mevcut tersanelerimiz 2015 yılına kadar neredeyse tamamen dolu" diye konuştu.

Bakan Gönül de, Türkiye'de ilk defa savunma sanayi için tamamen yerli üretim açısından projenin büyük önem taşıdığını söyledi. Gönül, "Şimdiye kadar savunma sanayinde alınan gemilerde izlenen model genelde yabancı şeklindeydi. İlk kez yerli bir üretimle bu proje hayata geçirildi. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin modernizasyonunda dışa bağımlılıktan kurtarılması için yapılan çalışmalar meyvelerini vermeye başlamıştır. Savunma tipi gemiler ve botlar, ilk insansız hava uçağı gibi F-16'lar modernizasyonu bu proje kapsamda yapılmaktadır. Savunma Bakanlığı'nın 2007 bütçesinde 2 milyar dolar ithalat, 420 milyon dolar da ihracata ulaşılmıştır" dedi.

İçişleri Bakanı Beşir Atalay ise günümüzde güvenlik kavramının farklı boyutlar kazandığını söyledi. Türkiye'nin yasadışı göç ve uyuşturucu ticareti açısından transit ülke konumunda olduğunu belirten Atalay, "Ülkemiz hem uyuşturucu hem de yasadışı göçte transit ülke olma konumundan kurtulacaktır. Özellikle uyuşturucu ticaretinde çok ciddi denetim sağlanmıştır. Artık Türkiye transit konumundan çıkmak durumundadır. Topraklarımız içinde güvenliği sağlamak en önemli görevimiz. Ülkemizi çevreleyen denizlerde güvenlik ve emniyetin kesintisiz devam ettirilmesi de büyük önem taşıyor. Denizlerin korunması ve güvenliğinin artırılması için gayret etmeye devam edeceğiz" diye konuştu.

RMK Marine, ilk Sahil Güvenlik Arama Kurtarma Gemisi "Dost"u 2011 yılında, "Umut", "Yaşam" ve "Güven" isimli gemileri ise 2012 yılında teslim etmeyi planlıyor. Gemiler, arama kurtarma görevlerinin yanı sıra karakol, kaçakçılığı önleme, yangın söndürme, kirlenmeyi önleme gibi konularda da faaliyet gösterecek

Hükümet Enerjide Karar Verdi

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, Artan Petrol ve Doğalgaz Fiyatlarına ve Türkiye'nin Enerji Gerçeğine Değindi.

 

 

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, artan petrol ve doğalgaz fiyatlarının yakın bir zamanda düşeceğe benzemediğini belirterek, "Ya kendi kaynaklarımızı bulacağız ya da verimliliğe ağırlık vereceğiz" dedi. Güler, 70 milyon akkor lambayı verimli lambalarda değiştirerek 2 Keban Barajı kazanmış ve 140 milyon ağaç dikmiş olacaklarını dile getirdi. Bakan Güler, lambaların değiştirilmesine yönelik çalışmaları anlatırken elektriklerin kesilmesi sonucu toplantı salonu karanlıkta kaldı.

 

Türkiye Teknik Elemanlar Vakfı (TÜTEV) tarafından Hilton Oteli'nde düzenlenen 'Enerji Verimliliği ve Tasarrufu' konulu panelin açılışına Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Güler, TBMM Enerji, Sanayi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Soner Aksoy, EPDK Başkanı Hasan Köktaş, milletvekilleri, akademisyenler ve enerji sektörünün temsilcileri katıldı. Panelin açılışında bir konuşma yapan Bakan Güler, tüketim ekonomisi diye adlandırılan akımın, enerji, zaman ve kaynaklar konusunda zaman zaman tıkandığını ve sınırlandığını ifade etti. Enerji sektöründe verimlilik konusuna ağırlık verilmesi, kaynakların yerinde kullanılmasının sağlanması gerektiğini vurgulayan Güler, bunu yaparken 'insan için mi insana rağmen mi?' diye düşünmek gerektiğini söyledi. Güler, "Tabi ki insan için. İnsana rağmen değil. İnsanın sağlığı da dahil bütün değerlerini dikkate almak gerekiyor. Enerji bağlamında ekolojik denge çok önemli. Sadece enerjideki yanlış kullanımların insan sağlığına 1 trilyon dolarlık etkisi var" diye konuştu.

Güler, son dönemde yenilenebilir enerji kaynaklarına büyük önem verdiklerini ve bu yönde önemli çalışmalar gerçekleştirdiklerini anlattı. "Rüzgar esiyordu biz es geçiyorduk. Su akıyordu biz bakıyorduk" diyen Güler, daha önce boşa akan su kaynaklarının değerlendirilmesiyle 4 Atatürk Barajı büyüklüğünde bir kaynağın harekete geçirilmiş olacağını belirtti. Altyapı konusunda çalışmaların önemine de işaret eden Bakan Güler, yapılacak santrallerin türbinlerinin Türkiye'de üretilmesinin ekonomiye önemli katkılar sağlayacağını söyledi. Güler şöyle konuştu:

"Bu türbinler Türkiye'de üretilirse, Ostim'de üretilirse, İkitelli'de üretilirse, Gaziantep Sanayi Bölgesi'nde üretilirse, Bursa'da üretilirse Türkiye'de büyük bir hareket meydana getirecektir. Sudaki 20 milyar dolar, rüzgardaki 15 milyar dolar. Eğer bir de bunu ihraç ederseniz onun zaten sınırı başarınızla ve becerinizle sınırlı olduğu için üst rakamı vermiyorum. Bu hareketler hep birer kıvılcımla başlar ama biz artık kıvılcımı geçtik. Soba tutuştu artık. Bu sobayı devamlı üflememiz gerekmeyecek. Çünkü talep çok büyük. Türkiye şu anda Çin'den sonra doğalgaz ve elektrik tüketim artış oranında dünya ikincisi." Rüzgar ve su konusundaki projelerde artık proje yaptıracak adam bulamadıklarını belirten Güler, bütün büroların dolu olduğunu ifade etti. Kıymetli elemanları da yüksek maaşlarla kaybettiklerini kaydeden Güler, bunun ücret politikasını da olumlu etkilediğini dile getirdi. Güler, "Mühendis mühendisliğini bizim dönemimizde anladı. Mühendisler artık boşta gezmiyor. Bu çok önemli bir zihniyet değişimidir. Bu da önemli verimlilik konusudur. Elemanlar başka işler yapıyordu. 'Ne iş olursa yaparım' diye başvuruyorlardı bize. Şoförlük için başvuran mühendisler vardı ilk göreve başladığımda" şeklinde konuştu.

2.4 milyar ton yeni kömür kaynağı bulduklarını açıklayan Güler, 'tu kaka' edilen bir kaynak olan kömürü yeniden keşfettiklerini ifade etti. Güler, "Biz bir doğalgazın peşine düştük, bunları ihmal ettik. Şimdi rüzgarımızı, jeotermalimizi, suyumuzu, kömürümüzü kullanıyoruz" dedi. Güler, bir taraftan doğalgazı yaygınlaştırmaya çalıştıklarını, öbür taraftan da yerli kaynaklara önem verdiklerini vurguladı. Nükleer enerji konusunda da çalışmaların başladığına işaret eden Güler, bunun Türkiye için bir teknolojik eşik olduğunu söyledi. Güler, tarihiyle, geçmişiyle büyük bir millet olan Türk milletine bunun yakıştığını belirterek, "Bu teknolojiyi mutlaka hazırlayacağız, özümseyeceğiz ve geliştireceğiz" diye konuştu.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Güler, konuşması sırasında yanında duran ENVER maskotunu da tanıtarak, enerji verimliliği ile ilgili mesajı halka indirmek için hazırlanan bu sosyal sorumluluk projesinin büyük önem taşıdığını dile getirdi. Güler, politik olmayan, milli birliği de sağlayacak bir figür ortaya çıkartıldığını ifade ederek, bu mesajı da çalışmalarının arasına sıkıştırdıklarını belirtti. Enerji verimliliği konusunun bütün dünyada ciddi bir mesele olarak ele alındığını kaydeden Güler, geçen hafta Roma'da 80 ülkenin enerji ve petrol bakanlarıyla biraraya geldiğini hatırlattı. Güler şöyle konuştu:

"Gördüğümüz şey şu. Artan petrol fiyatları, doğalgaz fiyatları yakın bir zamanda düşeceğe benzemiyor. Fiyatlar yükseldiği için daha önce ekonomik olmayan kaynaklar devreye sokulduğundan fiyatların daha da yükselme ihtimali var. Eskiden zengin petrol yataklarına, kolay olanlara giriliyordu. Şimdi 120 dolar olunca zorlara ve ekonomikliği tartışılan kaynaklara giriliyor. Oradan petrol ve doğalgaz çıkarttığınız zaman parası çıksın diye fiyatı yüksek olacak. Bollaşana kadar bu böyle olacak. Öyleyse yapacağımız iki şey var. Ya kendi kaynaklarımızı bulacağız ya da verimliliğe ağırlık vereceğiz." Petrol ve doğalgaz arama çalışmalarından ümitli olduklarını kaydeden Güler, bu ümidi sondaj makinesinin matkabının ucuyla ispat etmeleri gerektiğini belirtti. Güler, matkabın ucu değmeden var veya yok diyemeyeceklerini söyledi. Güler, 2009 yılında Karadeniz'de 5 sondaj yapılacağını kaydederek, "İnşallah orada Atatürk'ün dediği gibi mesut sürprizlerle karşılaşırız" dedi.

"BİR LAMBAYI DEĞİŞTİRDİĞİNİZDE BİR ÇOCUĞUNUZUN AYAKKABI PARASI ÇIKIYOR" Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Güler, bütün Türkiye'yi misyoner gibi dolaştıklarını ve enerji verimliliği konusunda çalışmalar yürüttüklerini ifade etti. Akkor lambaların son derece verimsiz olduğunu ve aydınlatmadan çok ısıttığını kaydeden Güler, akkor lambaları verimli lambalarla değiştirmeye başladıklarını açıkladı. 100 wattlık akkor lambayı söküp yerine 20 wattlık aynı aydınlatmayı sağlanan verimli lambayı taktıklarında 80 watt kar ettiklerini anlatan Güler, bu 80 wattın lamba başına 77 YTL anlamına geldiğini belirtti. Güler, "Bir tane lambayı değiştirdiğinizde bir çocuğunuzun ayakkabı parası çıkıyor" dedi. Enerji kömürden, doğalgazdan üretildiği için karbondioksit ortaya çıktığını anlatan Güler, karbondioksitle mücadele etmek açısından her bir lambanın iki ağaç dikmek anlamına geldiğini ifade etti. Güler, bütün Türkiye'de bunun uygulanması ve bütün lambaların değiştirilmesi halinde Türkiye'nin 2 Keban Barajı kazanmış olacağını açıkladı. Güler, "Biz akkor lambaları değiştirerek çok önemli bir katkıyı yapmış oluyoruz. Bu hem cebimizi, hem bütçemizi, hem milli ekonomimizi hem de orman politikamızı etkilemiş oluyor. 70 milyon lambaya ihtiyacımız var şu anda. Bunu yaptığımız zaman da 140 milyon ağacı karbondioksit eşdeğeri olarak dikmiş oluyoruz" şeklinde konuştu. Bu arada Güler'in, lambaların değiştirilmesine yönelik projeyi anlattığı sırada salonda elektriklerin kesilmesi gülüşmelere neden oldu. Bir süre karanlıkta kalan toplantı salonu, jeneratörün devreye girmesiyle yeniden aydınlandı.

Güler, enerji tasarrufu konusunda beyaz eşya kullanımının da önem taşıdığını anlattı. Beyaz eşyaların A, B ve C grubu şeklinde sınıflandırıldığına işaret eden Güler, ucuz olduğu için C grubu buzdolabı alan fakir fukaranın yüksek elektrik tüketimi nedeniyle en büyük kazığı yediklerini dile getirdi. Güler, bu konuda verimliliği sağlayabilmeleri halinde 2 Keban Barajı da oradan kazanmış olacaklarını belirtti.

Panelin açılışında konuşan EPDK Başkanı Hasan Köktaş ise EPDK'nın enerji verimliliği ve tasarrufunda aktif rol alabilmesi için özel sektör işletmeciliğine ve özelleştirmelere ihtiyaç olduğunu dile getirdi. EPDK'nın bu rolleri üstlenebilmesinin yegane yolunun kamuya ait dağıtım ve üretim tesislerinin özelleştirilmesi ve bu tesislerin özel sektör tarafından işletilmesi olduğunu belirten Köktaş, "Türkiye elektrik dağıtım ve üretim tesisleri özelleştirilmeden ülkemiz elektrik enerjisi sektörünün etkinliği, verimliliği ve gelece, orta sahada top çevirmekten başka bir anlam ifade etmez. Bir başka ifade ile özel sektörün işletmecilik deneyimi ve finansal gücünü sisteme dahil etmeden üretim santrallerimizden yüksek verim elde edebilmemiz, dağıtım sistemindeki yüksek kayıp ve kaçakları asgariye indirebilmemiz ve talep tarafında verimliliği artırıcı sistematik çözümler getirebilmemiz mümkün değildir" diye konuştu.

Panelin açış konuşmalarının sonunda TÜTEV Genel Başkanı Emrah Nalçacı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Güler'e bir plaket sundu. Bakan Güler, ENVER maskotu ile vedalaştıktan sonra salondan ayrıldı.

(ZÇ-NÇ-Y) (İhlas Haber Ajansı) 03.05.2008 12:57 [1334915]

Hükümetten Yeni Ekonomi Hedefleri

 

Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, 2008 Yılı İçin Faiz Dışı Fazla Hedefinin Yüzde 3.5 Olduğunu Bildirdi.

 

 

Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, 2008 yılı için faiz dışı fazla hedefinin yüzde 3.5 olduğunu bildirdi. Bakan Unakıtan, faiz dışı fazla hedefinin 2009 yılı için yüzde 3, 2010 yılı için yüzde 2.7, 2011 yılı için yüzde 2.5 ve 2012 yılı için yüzde 2.4 olacağını açıkladı.

Devlet Bakanı Mehmet Şimşek ile Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, ''2008-2012 Yıllarını Kapsayan Orta Vadeli Mali Çerçeve'' konulu basın toplantısı düzenledi. Bakan Unakıtan, bütçe açığını GSYH'nın yüzde 1.4'üne indirdiklerini belirterek, bütçe açıklarının milli gelire oranın 2012 yılında yüzde 1.6 olacağını kaydetti. Bakan Unakıtan, mali disiplinin 2055 yılına kadar devam etmesi gerektiğini söyledi. Unakıtan, özelleştirme gelirlerinin GSYH'ya katkısının 2012 yılında yüzde 0.2 olacağını ifade etti.

Koç, Türkiye'nin En Büyük Muharip Gemi Projesine Başladı

 

Koç Topluluğunun Gemi İnşa Sektöründe Faaliyet Gösteren Şirketi Rmk Marine, Türk Özel Sektör Tarihinin En Büyük Muharip Gemi Projesini, Bugün Düzenlenen Törenle Başlattı.

 

Koç Topluluğunun gemi inşa sektöründe faaliyet gösteren şirketi RMK Marine, Türk özel sektör tarihinin en büyük muharip gemi projesini, bugün düzenlenen törenle başlattı.

Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi M. Koç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Sahil Güvenlik Komutanı Tümamiral Can Erenoğlu ve Savunma Sanayii Müsteşarı Murad Bayar'ın katılımıyla gerçekleşen törende, üretimde ilk adım olan örnek blok kaynağı yapıldı.

 

Törende açılış konuşması yapan Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi M. Koç, 2000'li yıllardan bu yana büyük bir gelişme gösteren Türkiye mega yat ve gemi inşa sanayisinin gelişmesini sürdürerek dünyada önemli bir yere geleceğine inandığını söyledi.

"Sahil Güvenlik Komutanlığı için imal edeceğimiz gemilerde özel sektör muharip gemisi inşasında çok önemli bir aşama kaydediyoruz. Bu birikim sonucunda, ticari gemiler yanında askeri gemi inşasında da dünya pazarlarında yeni bir açılım imkanı kazanacağımıza inanıyorum" diyen Koç, askeri gemi inşasında kendi teknolojilerini geliştirmeyi ve daha da ileri giderek kendi markaları ile bu sektörde başarılı olmayı hedeflediklerini ifade etti. 1980'li yıllarda Koç Topluluğu olarak Otokar ile 4x4 taktik ve zırhlı araç üreterek Savunma Sanayi faaliyetlerinin başladığını ifade eden Koç, bugün artık Otokar, RMK Marine ve en son Koç Bilgi Grubu TSK Bilgi Sistemi projesiyle faaliyetlerin ciddi boyuta geldiğini söyledi.

Koç, "Gemi inşa projelerinde yurt içi tedarike geçilmesi ile yerli katkı oranı yükselecek, savunma sanayinde dışa bağımlılık azalmış olacak ve ihracata yönelme başarısı göstereceğiz" şeklinde konuştu.

Koç Holding "Savunma Sanayi ve Diğer Otomotiv Grubu" Başkanı Kudret Önen ise yaptığı konuşmada, Koç Topluluğunun 20 yıla yakın bir süredir Türk ordusu için üretim yaptığını ve RMK Marine olarak özel sektörün Deniz Kuvvetleri için gemi inşa etme fikrini hep teşvik ettiklerini söyledi.

Önen, şöyle devam etti: "Bu proje ile Sahil Güvenlik Komutanlığımızın ihtiyacı olan gemileri imal etmenin yanında, ülkemizde özel sektör tarafından muharip gemi inşasının geliştirilmesinde önemli bir rol alacağımıza inanıyorum* Proje kapsamında Komuta Kontrol Sistemi yazılımı, elektro optik direktör, komünikasyon sistemleri, gyro, konsollar gibi önemli askeri sistemlerin yurt içinde tasarımı ve üretimi gerçekleştirilecek. Askeri gemi yapımında gerekli olan teknolojiyi özümseyerek yerli sanayimizin yeni açılımlar kazanmasını ve sektörümüzün insan kaynağının geliştirilmesini hedefliyoruz." RMK Marine, ilk Sahil Güvenlik Arama Kurtarma Gemisi "Dost"u 2011 yılında, "Umut", "Yaşam" ve "Güven" isimli gemileri ise 2012 yılında teslim etmeyi planlıyor. Gemiler, arama kurtarma görevlerinin yanı sıra karakol, kaçakçılığı önleme, yangın söndürme, kirlenmeyi önleme gibi konularda da faaliyet gösterecek.

RMK Marine, Milli Savunma Bakanlığının, Sahil Güvenlik Komutanlığı için açtığı dört adet "Sahil Güvenlik Arama Kurtarma" gemisi ihalesini 2006 yılında kazanarak, özel sektör tarihindeki en büyük muharip gemi projesini alan ilk tersane olmuştu. İhalenin sözleşmesi 2007 yılında imzalandı. RMK Marine, daha önce de TCG Alb. Hakkı Burak ve TCG Yzb. İhsan Tolunay adlı iki adet askeri lojistik gemisi inşa ederek, 2000 yılında Türk Deniz Kuvvetleri'ne teslim etmişti. RMK Marine bu projelerde elde ettiği bilgi birikimini ve deneyimini, Sahil Güvenlik Arama Kurtarma Gemisi projesinde geliştirmeyi hedefliyor

Otomotiv Devleri Türkiye'yi Üs Tuttu

 

Yılda 2 Milyar Euro Ciro Elde Eden Almanya Merkezli Karmann, Türkiye'de İşbirliği Fırsatlarını Değerlendiriyor.

 

Son katılan yılda 2 milyar euro ciro elde eden Almanya merkezli KARMANN, Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği'ni (TAYSAD) ziyaret ederek Türkiye'de işbirliği fırsatlarını değerlendirdi.

TAYSAD üyesi 14 firma ile 4 gün süren görüşmeler gerçekleştiren KARMANN yöneticileri, yeni projeleri için kendilerine hizmet edebilecek güvenilir kalitede tedarikçi firmalarla işbirliği yapmaya hazırlanıyor.

 

TAYSAD, Türkiye'den satın alma cirosu düşük olan küresel firmalarla işbirliğine girerek ülkemizdeki fırsatlardan daha fazla yararlanabilmelerine olanak sağlamak için girişimlerini sürdürüyor. TAYSAD, yeni projelerde kendilerine hizmet edebilecek güvenilir kalitede tedarikçiler arayan KARMANN'ın üst düzey yöneticilerini ağırlayarak işbirliği ortamlarını değerlendiriyor. Elektrik-elektronik, plastik, cam, alüminyum enjeksiyon, dövme ve sac şekillendirme alanında üretim yapan 14 TAYSAD üyesi ile de birebir görüşmeler gerçekleştiren KARMANN üst düzey yöneticileri, ayrıca Bursa ve Kocaeli'nde de 7 fabrikada incelemelerde bulundu.

KARMANN'ın satın alma, kalite, ürün ile tedarikçi geliştirme bölüm yöneticilerinin katıldığı ve 4 gün süren görüşmeler sonrasında yapılan değerlendirmede, TAYSAD üyesi tedarikçilerin kaliteleri ile vizyonlarının beklentilerinin üzerinde olduğu ifade edildi. Yan sanayi firmalarının özellikle tasarım kabiliyetine ve referanslarına dikkat eden KARMANN yöneticileri, görüştükleri TAYSAD üyelerinden kısa sürede fiyat teklifi talep edeceklerini ve uzun vadeli işbirliğinin temelinin atılacağını bildirdiler.

MERCEDES, AUDİ, WOLKSVAGEN'E ÜRETİM YAPIYOR Almanya'da 1901 yılında Osnabrück'de kurulan KARMANN, üstü açılır araç üretimi, açılır tavan sistemi üretimi, ana sanayi firmalarının montaj hatlarındaki üretim teknolojilerinin geliştirilmesi ve mühendislik alanlarında faaliyet gösteriyor. Firma yılda 40 bin adetlik, aralarında Audi A4, Mercedes SLK, Chrysler Coupe, Volkswagen Beetle gibi modellerin yer aldığı üstü açılır araç üretimi de yapıyor. Dünya genelinde 600 mühendis ve toplam 6 bin çalışanı bulunan firmanın, ayrıca Kuzey Amerika, Meksika, Portekiz, Brezilya ve Japonya'da merkezleri yer alıyor. KARMANN'ın yıllık satın alma cirosu 500 milyon euroyu, toplam cirosu ise 2 milyar euroyu buluyor.

(BGO-BGO-E) (İhlas Haber Ajansı) 03.05.2008 11:14 [1334773

Petrol Arama Sürüyor

ın

Petrol Aramak İçin 2009 Yılı İçerisinde 5 Sondaj Yapılacak.

 

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler Türkiye'nin enerji kaynakları konusunda aktör haline geldiğini söyledi. Bakan Güler, petrol aramak için 2009 yılı içerisinde 5 sondaj yapacaklarını belirtti.

İstanbul Kültür Üniversitesi Konferans Salonun'da yapılan 3. Genç Tema Ulusal Çevre Kongresi'ne katılan Bakan Hilmi Güler, amaçlarının Türkiye'yi enerji kaynaları konusunda dışa bağımlı halden kurtarmak olduğunu ifade etti. Türkiye'nin enerji kaynakları konusunda dışa bağımlı olduğu halde artık bölgede oyuncu haline geldiğinin altını çizen Bakan Güler, "Türkiye'nin aktör haline gelmesinde yürüttüğümüz çalışmaların rolü büyük oldu. Bu çalışmaları bitirdik. Bunlardan bir tanesi de Hazar bölgesinde çıkan petrolün Ceyhan'a kadar gelmesidir. Hazar bölgesinden çıkan petrol Azarbeycan üzerinden Gürcistan dağlarını aşarak Ceyhan'a kadar geliyor. Burada bir günde 1 milyon varil petrol dökülüyor. Çok önemli bir durum. Bu çalışma Türkiye'nin çok önemli bir enerji kaynağı haline gelmesine sebep oluyor." dedi.

 

2009 yılında 5 sondaj çalışması yapılacağını açıklayan Bakan Güler, petrol arama konusunda çok yoğun olduklarını söyledi. Sondajların çok maliyetli bir iş olduğunu da hatırlatan Bakan Güler, "Karada yaptığımız sondaj 1-2 milyon dolar, denizdeki ise 150 milyon dolara mal oluyor. O yüzeden ıskalamamız gerekiyor. Yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Türkiye'yi 100. yılında enerji konusundan dışa bağımlı olmaktan kurtarmak veya en aza indirmek istiyoruz. Çalışmalarımızdan ümütliyiz." şeklinde konuştu.

Kongrede konuşan TEMA Vakfı Kurucu Onursal Başkanı Hayrettin Karaca ise, Genç Tema'nın amacının; insanların çevre bilinci konusunda bilgilendirmek olduğunu belirtti.

TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Gürses ise, Bakanlığın evlerde verimsiz çalışan akkor lambaları gönüllü olarak değiştirme kampanyasına destek verdiklerini belirtti.

 

Tek Haneli Düşük Enflasyondan Taviz Yok

 

Devlet Bakanı Şimşek, 'Türkiye'de Stagflasyon Yani Durgunluk İçerisinde Enflasyon Var, Demek İçin Çok Erken.' Açıklaması Yaptı.

 

Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, "Türkiye'de stagflasyon, yani durgunluk içerisinde enflasyon var, demek için çok erken. Ekonominin durgunluk içinde olduğuna dair ciddi bir emare yok" dedi.

Şimşek, enflasyondaki yükseliş için de, "Biz hiçbir şekilde yüksek enflasyona razı değiliz, olmayacağız. Türkiye birtakım şoklardan geçmektedir. Bu şokların yansımaları tabii ki hissedilecektir. Bizim hiçbir, şekilde hiçbir koşulda düşük tek haneli enflasyondan vazgeçmemiz mümkün değildir" değerlendirmesinde bulundu.

 

Devlet Bakanı Mehmet Şimşek ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, 2008-2012 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Mali Çerçeve'yi basın toplantısı ile açıkladılar. Şimşek, faiz dışı fazla verilmeye devam edileceğini belirterek, "Mali disiplinde herhangi bir gevşeme sözkonusu değildir" dedi.

Ekonomide durgunluk yaşanıp yaşanmadığını değerlendiren Şimşek, "Türkiye'de stagflasyon yani durgunluk içerisinde enflasyon var, demek için çok erken. Ekonominin durgunluk içinde olduğuna dair ciddi bir emare yok. Ekonomide ciddi bir durgunluk var gibi bir yaklaşım için henüz erken, veriler bunu desteklemiyor" dedi.

Enflasyondaki artış eğiliminin Türkiye'ye özgü olmadığını, tüm dünyada bulunduğunu belirten Şimşek, Türkiye'nin çok ciddi birtakım şoklardan geçtiğinin altını çizdi. Yüzde 9,2'lik enflasyonun yüzde 6,1'inin enerji ve gıdadan kaynaklandığını, bu nedenle para politikasının etkinlik alanın dışında kaldığını anlatan Şimşek, "Geçici olmasını umut ediyoruz. Orta vadede bu şokların etkisi azalacak ve enflasyon çekirdek enflasyonla tutarlı bir şekilde azalacak" diye konuştu.

Fiyat istikrarının çok kritik olduğunu vurgulayan Şimşek, "Çünkü büyüme ile fiyat istikrarı arasında çelişki yoktur. Düşük haneli enflasyonu yakalarsak Türkiye yüksek büyüme ile yoluna devam edecektir" dedi.

 

-HİÇBİR ŞEKİLDE YÜKSEK ENFLASYONA RAZI DEĞİLİZ-

 

"Biz hiçbir şekilde yüksek enflasyona razı değiliz, olmayacağız" diyen Şimşek, enerji ve gıda çıkarıldığında enflasyonun hedeften çok uzak olmadığını ifade etti. Diğer ülkelerle aradaki farka bakılırsa Türkiye'de enflasyonun düşük kaldığını ileri süren Şimşek, "Aradaki farka göre muhtemelen tarihin en düşük noktasında. Dolayısıyla nispi bir başarı vardır. Türkiye birtakım şoklardan geçmektedir. Bu şokların yansımaları tabii ki hissedilecektir. Bizim hiçbir, şekilde hiçbir koşulda düşük tek haneli enflasyondan vazgeçmemiz mümkün değildir" diye konuştu.

Kamu harcamalarının niteliğinin önemli olduğunu kaydeden Şimşek, istihdamı artıracak, GAP'ta üretimi yükseltecek harcamaların enflasyonist olmadığını söyledi. Şimşek, enflasyon konusunda Merkez Bankası'nın sonuna kadar destekleyeceklerini de bildirdi.

 

-GAP'A YILDA 3,5-4 MİLYAR YTL AKTARILACAK-

 

Devlet Bakanı Şimşek, GAP Eylem Planı'nın yakında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanacağını söyledi. GAP'ı bitirecek nitelikte kaynak aktarımında bulunulacağını belirten Şimşek, yılda 3,5-4 milyar YTL kaynak aktarılacağını bildirdi. Şimşek, 2008 yılında ise bu tutarın daha aşağıda kalacağını, ek olarak yapılacak kaynak aktarımının 1 milyar YTL olacağını kaydetti.

IMF ile anlaşmanın 9 Mayıs'ta İcra Direktörleri Kurulu toplanıp gözden geçirmeyi onayladığında sona ereceğini ifade eden Şimşek, ilk kez üst üste iki IMF programının başarılı biçimde sonuçlandırıldığını söyledi. 10 Mayıs'tan itibaren program sonrası izlemenin başlayacağını belirten Şimşek, daha sonraki aşamada hükümetin yeni dönem uygulamasına karar vereceğini söyledi. Hükümetin Türkiye'nin kredibilitesini yükselttiğini savunan Şimşek, IMF ile programın başarılı olmasında siyasi iradenin öneminin büyük olduğunu ileri sürdü.

 

-YENİ FDF BORÇ-BÜTÇE YAPISI VE YATIRIMLARA GÖRE BELİRLENDİ-

 

Maliye Bakanı Kemal Unakıtan da, toplam kamu faiz dışı fazlasının yüzde 4,2'den yüzde 3,5'e düşürülmesinin mali disiplinde gevşeme anlamına gelmediğini ifade ederek, "Faiz dışı fazla daha önce yüzde 6,5'ti, yüzde 5,5'e indirdik. Yüzde 5,5'lik faiz dışı fazla, yeni GSYH hesaplarında yüzde 4,2'ye tekabül ediyor. Bu rakam, yeni borç ve bütçe yapısı ile yeni yatırım programına göre belirlendi" dedi.

Mali disiplinde esas olanın faiz dışı fazla değil, bütçe açığı olduğunu söyleyen Unakıtan, faiz dışı fazla aşağı yönlü değişirken, bütçe açığının yüzde 1,9'dan yüzde 1,4'e çekildiğini kaydetti.

"Faiz dışı fazla sihirli bir rakam değildir. İlla şu kadar olacak, eskiden neyse aynen duracak diye bir şey yok" diyen Unakıtan, vergi gelirlerinde kalıcı artışlar olursa, faiz dışı fazla ve bütçe hedeflerini bozmamak kaydıyla yatırım bütçesinin artırılabileceğini belirtti. Unakıtan, "Türkiye'nin eski krizlere dönmemesi lazım. Kapı kapı dolaşıp borç dilenmektense kendi kaynakları ile ayakta durması lazım. Onun için de sağlıklı vergi gelirleri gerekiyor" diye konuştu.

 

-GAP, MAHALLİ İDARELER VE İSTİHDAM HAKETİ HARCAMALARI ARTIRACAK-

 

Yeni mali çerçevede harcama artışlarının GAP, mahalli idare paylarındaki artış ve istihdam üzerindeki yüklerin azaltılmasından kaynaklandığını bildiren Unakıtan, özelleştirme gelirlerinin GAP ile ulaştırma başta olmak üzere altyapı yatırımlarına aktarılacağını söyledi.

Büyüme oranlarının Avrupa ortalamalarının üzerinde olduğunu ifade eden Unakıtan, "Avrupa ülkeleri bizim bu pek memnun olmadığımız yüzde 4'lerde, 5'lerde büyümeyi görseler takla atarlar adamlar. Biz de böyle bir büyüyebilsek diye. Bizde durgunluk falan olmaz da eski büyümeler olmaz. Yüzde 9,1 büyüme görür müyüz, büyümeyiz arkadaş, kusura bakmayın. Dünyanın haline bak. Dünya toz duman gidiyor bize de tesiri olacak yani" diye konuştu.

 

-TELAŞA GEREK YOK-

 

Bütçenin iyi gittiğini savunan Unakıtan, "Yeise kapılacak bir durum yok. İşleri etkileyecek şekilde bir durgunluk söz konusu değil. Telaş edilecek, paniğe kapılacak bir durum söz konusu değil. Rahat olun" dedi.

Unakıtan, 2011 yılında bütçe açığında görülecek kısmi artışın nedeninin, vergi gelirlerinde aracılık maliyetlerinin düşürülecek olmasından kaynaklanacağını söyledi. Finansman maliyetlerinin azaltılmasının gerektiğini vurgulayan Unakıtan, bu nedenle 2011 yılında vergi gelirlerinde azalma olacağını ifade etti. Yakında açıklanacak olan Nisan bütçe sonuçlarına göre açıkta hedeflerin altında kalındığını kaydeden Unakıtan, Türkiye'nin durumunun iyi olduğunu, vergi artışına ihtiyaç bulunmadığını da söyledi

 

IMKB 100   43.425,85 %1,78 17:12:52

   USD 1,2600 %0.19

   Altın 34,9254 %0.54

   EURO 1,9400 %0.18

 Parite   1,543 %-0,26 

 Bono   %19,36

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Bugün 14 ziyaretçi (27 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol