|
|
|
|
|
 |
|
 |
48 Ülkeden 900 İşadamı Türkiye'de
|
|
Afrika ile Türkiye Arasındaki Ekonomik İşbirliğini Geliştirme Amacı ile 900 İşadamı Türkiye'ye Geliyor.
|
Afrika ile Türkiye arasındaki ekonomik işbirliğini geliştirme amacı ile TUSKON (Türkiye Sanayici ve İşadamları Konfederasyonu) tarafından düzenlenen Türkiye-Afrika Dış Ticaret Köprüsü'nün üçüncü halkası 13 - 17 Mayıs 2008 tarihlerinde İstanbul'da yapılıyor. İlki 2006'da, ikincisi ise daha geniş katılımla geçtiğimiz yıl İstanbul'da gerçekleşen Türkiye-Afrika Dış Ticaret Köprüsü'ne 48 Afrika ülkesinden 1000'e yakın işadamının iştirak etmesi bekleniyor. Afrika ülkelerinden bakan ve üst düzey bürokratların da yer alacağı programa Türk tarafından; 400'ü Egeli 2 bine yakın sanayici ve işadamı katılacak.
ESİDEF 'in kurucu üyeleri arasında yer aldığı TUSKON 'un bu yıl üçüncüsünü düzenleyeceği Türkiye-Afrika Dış Ticaret Köprüsü'nü katılacak Afrikalı bazı ülke heyetleri program sonrasında Ege'ye dağılarak işbirliği ve ortak arayacaklar. ESİDEF (Ege ve Batı Akdeniz Sanayici ve İşadamları Federasyonu) üyesi dernekler tarafından ağırlanacak Afrikalı işadamları Egeli meslektaşları ile bir araya gelecek ve üretim tesislerini gezecekler. Daha önceki organizasyonlarda Egeli çok sayıda firmayı Afrika pazarı ile tanıştırdıklarını hatırlatan ESİDEF Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Davulcuoğlu, sadece ticareti değil orta ve uzun vadede Afrika'da üretimi de hedeflediklerini vurguladı.
Geçen yıl Afrika ülkelerine 31 milyar dolar yabancı yatırım gerçekleştiğini hatırlatan ESİDEF Başkanı Ramazan Davulcuoğlu, bu dev potansiyelden Egeli sanayici ve işadamlarının daha etkin yaralanmasını amaçladıklarını belirtti. ESİDEF'in etkin desteği ile yapılan dış ticaret köprülerinin bu anlamda önemli bir işlev üstlendiğini ifade eden Ramazan Davulcuoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: Afrika'da üretim neredeyse hiç yok ve her şey dışarıdan alınıyor. Afrika pazarını bugüne kadar ihmal edilmiş. Ancak bakir pazar yapısı ile Afrika, özellikle Egeli KOBİ 'ler için büyük fırsatlar barındırıyor. Türkiye'ye gelecek 48 ülkeden 900'ün üzerindeki iş adamı ile dış ticaretin yanı sıra ortak üretim arayışında olacağız. "
İstanbul'da yapılacak organizasyon sonrası katılımcı ülkelerden Sudan, Gana, Madagaskar, Benin, Nijer ve Mali işadamı heyetlerini Ege Bölgesi'nde ağırlayacaklarını ifade eden ESİDEF Başkanı, Ege'deki işletmeleri de yakından tanıtma imkanı bulacaklarını kaydetti. Ramazan Davulcuoğlu, benzer organizasyonlarda da mümkün olduğu kadar yabancı heyeti Ege'ye davet ederek ekonomik olduğu kadar kültürel tanıtım yaptıklarını da sözlerine ekledi.
HANGİ HEYETİ HANGİ İL AĞIRLAYACAK?
Sudan Ticaret Heyeti İGİD 'in konuğu olarak İzmir'de
Gana Ticaret Heyeti İZİAD'ın konuğu olarak İzmir'e
Gine Ticaret Heyeti Çiğli SİAD'ın konuğu olarak İzmir'de
Mali Ticaret Heyeti Aydın SİAD'ın konuğu olarak Aydın'da
Nijer Ticaret Heyeti Manisa SİAD'ın konuğu olarak Manisa'da
Madagaskar Ticaret Heyeti Denizli Genç SİAD'ın konuğu olarak Denizli'de
Benin Ticaret Heyeti Turgutlu SİAD'ın konuğu Turgutlu'da
|
Bodrum Guletleri Kapışılıyor
|
|
Ünü Türkiye Sınırlarını Aşan Bodrum'a Özgü Guletlerden Geçen Yıl 24 Adet Satıldı.
|
Ünü Türkiye sınırlarını aşan Bodrum'a özgü guletlerden geçen yıl 24 adet satıldı.
Bodrum'un geleneksel tekneleri olan guletler, 7 milyon avroyu bulan fiyatlara rağmen, Hırvatistan, İspanya, İtalya, Yunanistan ve İsrail'deki turizmcilerden yoğun talep gördü.
Lüks guletlere olan talebin her geçen yıl arttığını belirten Gemi Mühendisleri Odası Bodrum Temsilcisi Fuat Turan, AA muhabirine, her yıl dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen onlarca yat talebini yer ve altyapı yetersizliği nedeniyle geri çevirdiklerini ya da müşteriye 4-5 yıl sonraya gün verdiklerini söyledi.
Gulet yapımının oldukça zahmetli ve emek gerektiren bir iş olduğunu belirten Turan, şöyle konuştu:
“Ortalama bir gulet, 1-2 yılda tamamlanabiliyor. Fiyatları 1,5 ila 7 milyon avro arasında değişen guletlerimize Avrupa'nın önemli turizm şirketlerinden talep geliyor. Bodrum'daki İçmeler Tersanesinde geçen yıl 24 lüks gulet denize indirildi. Bu teknelerden yaklaşık 50 milyon avroluk gelir sağlandı.
Son yıllarda büyük bir hızla gelişen sektör, ilçeye sığmaz hale geldi. Bodrum yarımadasında 45 yat imalat yeri, 6 adet yat bakım onarım ve çekek yeri ve 3 adet marina var. 45 adet yat imalat yerinden 20'si ihracata yönelik çalışıyor. İçmeler Tersanesinde geçen yıl 25 tersanede gulet, ayna kıç ve tirhandil tipi 24 lüks tekne üretildi. Tersanelerimizde artık 50-55 metrelik guletler yapılıyor. İstediği her türlü lüksü müşterilerimize sunuyoruz. Guletlerimiz, el işçiliği, estetik özellikleri ve dayanıklı olmasıyla ünlü. Atölyelerdeki imalatların çoğu yabancılar için. Turizmcilerin çoğunlukla mavi yolculuk ya da özel charter turları için kullandığı Bodrum guletlerine, Maldivler'den Meksika'ya dünyanın pek çok yerinde rastlamak mümkün.”
“HER TÜRLÜ LÜKSÜ SUNUYORUZ”
Fuat Turan, önceleri ustaların göz kararıyla yaptığı geleneksel teknelerde artık teknolojinin tüm imkanlarını kullandıklarını söyledi.
Müşterilere her türlü lüksü sunduklarını belirten Turan, şöyle dedi:
“50 metre uzunluğunda guletlerimiz ve motor yatlarımız var. Lüks guletlerde kabinlerin çoğunluğu master kabin şeklinde ve her kamarada plazma TV, DVD, VCD çalar, klima, jakuzi mevcut. Kral dairesi ve süitleri aratmayacak kadar lüks olan bu yatlarda müşteriye sınırsız hizmet veriliyor. Yatta en az 6 personel hizmet verir. Böylece müşteri memnuniyetinin ön planda tutulması, kusursuz ve kaliteli hizmet verilmesi amaçlanıyor.”
“AVRUPA'NIN EN BÜYÜĞÜ OLACAĞIZ”
Fuat Turan, Muğla'nın Milas ilçesine bağlı Ören beldesinde Ege ve Akdeniz'deki en büyük ve modern yat yapım ve liman tesisini kurmayı planladıklarını belirtti. Turan, “Tesisin tamamlanmasıyla Türkiye, Avrupa'nın önemli yat üreticisi ülkeleri arasına girecek” dedi.
Tersaneciliğin turizme ve ekonomiye katkılarına da değinen Turan, lüks tekne yaptırmak isteyen çok sayıda yabancının Bodrum'u ziyaret ettiğini ve önemli miktarda döviz bıraktığını ifade etti.
Turan, “Bodrum'a tekne yaptırmak için gelenler zaten gelir düzeyi yüksek insanlar. Buraya misafirleriyle birlikte gelip uzun süre konaklıyorlar ve döviz girdisi sağlıyorlar. Bu sektörde şimdiye kadar Bodrum ekonomisine yüz milyonlarca avroluk katkı sağlanmıştır” dedi.
|
Faiz Dışı Fazlayı İndirdi, 7 Milyar YTL'yi Buldu
|
|
Maliye Bakanı Unakıtan, 'Mali Disiplinde Gevşeme' Olarak Yorumlanan Faiz Dışı Fazla İndirimi Sayesinde Yeni Kaynak Yaratılacağına Dikkat Çekti.
|
İstanbul’un başarılı vergi mükellefleri ve ihracatçılarının ödüllendirildiği törende konuşan Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, ’mali disiplinde gevşeme’ olarak yorumlanan faiz dışı fazla indirimi sayesinde yeni kaynak yaratılacağına dikkat çekti.
2008 yılı için faiz dışı fazlanın yüzde 3.5’e çekilmesiyle, bütçede 7 milyar YTL civarında kaynak elde edileceğini açıklayan Unakıtan, kaynağın GAP, sulama, karayolları ve demiryolları yatırımlarında kullanılacağını söyledi. Geçen yıl 32 milyar dolar düzeyinde gerçekleşen petrol faturasının 40 milyar dolara yaklaştığını ve daha önce yüzde 5.5 olarak öngörülen 2008 yılı büyümesinin yüzde 4.5 olacağını belirten Unakıtan, şu değerlendirmeyi yaptı: "Yüzde 4.5’lik büyüme hızı bir yavaşlama değildir. Avrupa ülkelerinde büyüme yüzde 2’ler seviyesinde."
Dolar 3 milyona çıkardı
"Faiz dışı fazla hedefi, borç yüküne ve kalkınma hızına göre belirlenir" diyen Unakıtan, "Hedefi aşağı çekince ’mali disiplin gevşedi’ diyorlar. Bakarsın bütçe açığına, görürsün gevşemiş mi gevşememiş mi" diye konuştu. Bütçe disiplininin önemine vurgu yapan Unakıtan, "Eğer biz bu bütçe disiplinine uymasaydık dünyadaki bu kriz dolayısıyla bizdeki gecelik faizler eskisi gibi yüzde 5 bine, dolar 3 milyona çıkardı" diye konuştu.
Petrol fiyatlarının yüksek seyretmesinin enflasyonu olumsuz yönde etkilediğine dikkat çeken Unakıtan, "Enflasyon bu sene inmez, ama seneye iner. Petrolün fiyatı düşmüyor. Gıda fiyatları tüm dünyada yükseliyor. Bu durumdan elbette ki Türkiye de etkilenecek" diye konuştu
|
İlkokul Mezunu Değil Ama, Hem Usta Hem Mühendis Gibi Çalışıyor
|
|
Yaşadığı Tüm Zorluklardan ve Karşılaştığı Tüm Çaresizliklerden Bir Türlü Kurtulmanın Yolunu Bulan Türk İnsanı, Pratik Zekası ve Hayal Gücü Sayesinde Her Zaman Ayakta Kalmayı Başarıyor.
|
Yaşadığı tüm zorluklardan ve karşılaştığı tüm çaresizliklerden bir türlü kurtulmanın yolunu bulan Türk insanı, pratik zekası ve hayal gücü sayesinde her zaman ayakta kalmayı başarıyor. Mücadeleci ruhu, azmi ve inancı sayesinde Kurtuluş Savaşı'nda mavzerlerle dünyanın en modern ordularını bile kafa tutan Türk insanı şimdi de sanayilerde büyük şirketlere ve gelişen teknolojiye karşı ayakta durmanın savaşını veriyor. Aydınlı marangozlardan eski koltukçu ve antika koltuk tamircisi Süleyman Çıkrıkçı bunlardan biri.
Aydın'da yıllarca marangozluk yapan Süleyman Çıkrıkçı, 40 yıllık mesleğinden ekmek kazanamaz duruma gelince alternatif bir üretime başladı. 11 yaşında başladığı mesleğini değiştirmek istemeyen Süleyman Usta, diğer meslektaşlarının şaşkın bakışları arasında günlerce hesap edip çizim yaptıktan sonra yat yapmaya başladı. Amacının denize kıyısı olan Aydın'da yat üretimini teşvik etmek ve gençlere fikir vermek olduğunu belirten Süleyman Çıkrıkçı, "Aydın'da bir ilki gerçekleştirerek durgun giden işlerin açılmasını sağlamak istiyorum" dedi.
Çocukluğunun sanayide geçtiğini ve değişik nedenlerden dolayı ilkokulu 4. sınıftan terk etmek zorunda kaldığını belirten Süleyman Çıkrıkçı "41 yıldır marangozluk yapıyorum. Bir zamanlar çok kıymetli ve iyi para kazandıran bir mesleğimiz vardı. Globalleşme ve büyük firmaların seri üretimi nedeniyle el emeğinin değeri kalmadığı gibi, küçük esnaf ekmek kazanamaz oldu. 5 yıl önce sanayideki işsizlik nedeniyle dükkanımı kapatıp Marmaris'e gittim. Ve burada usta olarak değişik dükkanlarda çalıştım. Bu arada da sürekli olarak kendi dükkanımda kedi işimi nasıl yapabilirimin muhasebesini yaptım. Vakit buldukça gezdim. Ve yat üretenleri inceledim. İşin püf noktalarını öğrenerek tekrar memleketime geldim. Hemen çalışmalara başlayıp, açık deniz yolculuğuna dayanıklı Norveç tipi 9.5 metre uzunluğunda bir yat planı hazırladım. Mutfak, salon, yatak odası, bar ve kaptan köşküne kadar her şeyi planladığım yatı yapmaya başladım. Ekonomik sorunu aştığım takdirde kısa sürede yatı tamamlayarak Aydın sanayisinde ayrı bir iş kolu oluşturmak istiyorum" dedi.
Süleyman Ustanın çalışmalarını takdirle izlediklerini ve başaracağını inandıklarını belirten Aydın Marangozlar Odası Başkanı Süleyman Algün ise ilkokul 4. sınıftan terk olmasına rağmen, yapılan işi bir mühendisin bile yapmasının kolay olmadığını söyledi. Türk insanının her zaman çaresizliklerden yeni çareler oluşturduğunu ifade eden Algün, yetkililerin de destek vermesi halinde Aydın'da yeni bir iş sahası oluşacağını savundu.
(İK) 10.05.2008 17:21 TSİ (İhlas Haber Ajansı) 3 saat önce.. [134697
Müsiad'dan "Demir Fiyatlarına Müdahale" Çağrısı
|
|
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (Müsiad) İnşaat Sektör Kurulu Başkanı Zeki Kaldırım, Demir Fiyatlarındaki Yüzde 100'lük Şok Artışlarla Darboğaza Giren İnşaat Sektöründeki Sıkıntının Aşılabilmesi İçin Devletin 2005 Yılında Çimento Krizinde Gösterdiği Tavrı Göstererek Duruma Acilen Müdahale Etmesi Gerektiğini Açıkladı.
|
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) İnşaat Sektör Kurulu Başkanı Zeki Kaldırım, demir fiyatlarındaki yüzde 100'lük şok artışlarla darboğaza giren inşaat sektöründeki sıkıntının aşılabilmesi için devletin 2005 yılında çimento krizinde gösterdiği tavrı göstererek duruma acilen müdahale etmesi gerektiğini açıkladı.
MÜSİAD İnşaat ve Yapı Malzemeleri Sektör Kurulu Başkanı Zeki Kaldırım, demir fiyatlarındaki yüzde 100'lük fiyat artışın, Türkiye'nin büyüme hızına büyük katkısı olan inşaat sektörünü darboğaza sürüklediğini hatırlatarak sektörde, çözümün devletten beklendiğini açıkladı.
İnşaat demirindeki bu artışın konut maliyetinin yüzde 15'ine doğrudan etki ettiğini ifade eden Kaldırım açıklamasında şöyle dedi: "Sanayii tipi binalarda ve okul, hastane gibi önem katsayısı yüksek binalarda bu oran yüzde 25'lere kadar çıkmaktadır. Bu nedenle inşaat firmaları piyasaların biraz düzelmesi ile birlikte konut fiyatlarını arttırarak zararlarını telafi etme yoluna gitmek zorunda kalacak, dolayısıyla talepte, arzda ve ekonomik dengelerde bozulmaya yol açacaktır.
İnşaat sektörünün bu olumsuz durumu en az hasarla atlatması için devlet acilen arabulucu görevi üstlenmelidir. Yapılması gereken, uluslararası borsalarda da yükseldiği bilinen inşaat demirindeki bu artışların ülkemiz iç piyasa dengeleri gözetilerek makul bir seviyeye çekilmesidir. Devlet 2005 yılındaki çimento krizinde bir takım önlemler (çimento ithalatının kolaylaştırılması, yeni çimento fabrikalarının teşvik edilmesi v.s.) aldığı gibi bu krize de acilen müdahale edebilir. Krizin acilen masaya yatırılarak, uzmanlardan oluşan bir heyetin bir ara formül geliştirmesi, fahiş fiyat artışlarının ve bunu fırsata çeviren piyasa aktörlerinin de kontrol altına alınması gerekmektedir." Demir-çelik ürünlerindeki artışın artarak devam edebileceği uyarısında bulunan MÜSİAD İnşaat ve Yapı Malzemeleri Sektör Kurulu Başkanı Zeki Kaldırım, Türkiye'ye son 5 yılda adeta sıçrama yaşatan sektörün demir fiyatlarının etkisinden kurtarılması gerektiğine dikkat çekti.
Darboğazdan özellikle kamu ihalelerini alan yüklenicilerin daha fazla etkilendiğini söyleyen Kaldırım, MÜSİAD adına bu kesimin mağdur olmaması için bir dizi çözüm önerisinde de bulundu:
"Götürü bedel üzerinden yapılan ihalelerde reel fiyat artışının ihale bedeline de yansıtılması, İhalelerde demir-çelik kaleminde fiyat değişikliğine gidilebilmesi, Toplam ihale bedeli üzerine yaklaşık yüzde 15 artış yapılması, Türkiye'deki demir üreticilerinin ithalat yaptığı kütük demirin vergisinin yüzde 22'den sıfıra çekilmesi, Hammadde ihtiyacının karşılanması için hurda demir toplama stratejisi geliştirilmesi, Maden ocaklarının etkin ve optimal kapasitede çalıştırılması için organizasyon yapısı oluşturulması, Mevcut üretim yapan fabrikaların üretim yapabilme yeterliliğinin analiz edilmesi, Gerçek tüketicilerin daha da fazla mali yük almasını önlemek için İskenderun ve Ereğli demir-çelik fabrikalarındaki satışların iki ayrı zaman diliminde yapılması, birinci bölümde gerçek tüketiciye, ikinci bölümde ise toptan alım yapan firmalara satış yapılmasının uygun olacağı değerlendirilmektedir".
|
8]
Parayı altına yatıran kazandı
İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında (İMKB) işlem gören hisse senetleri, haftalık bazda ortalama yüzde 3,20 değer yitirdi.
İMKB’de Bileşik Endeks, haftalık bazda 1.391,15 puan düşerek 43.425,85 puandan 42.034,70 puana indi.
Haftalık bazda 24 ayar külçe altının gram satış fiyatı yüzde 4,02, Cumhuriyet altınının satış fiyatı yüzde 3,40 arttı.
Önceki hafta sonu 34,80 YTL olan 24 ayar külçe altının gram satış fiyatı 36,20 YTL’den, 235,00 YTL olan Cumhuriyet altınının satış fiyatı da 243,00 YTL’den haftayı tamamladı.
Kapanışta bugün, Amerikan Doları’nın satış fiyatı haftalık bazda yüzde 0,64 artarak 1,2660 YTL, avronun satış fiyatı yüzde 0,77 artarak 1,9520 YTL oldu.
Yatırım fonlarına katılma belgeleri geçen hafta ortalama yüzde 0,10 değer kazandır. (A) tipi endeks haftalık bazda yüzde 0,71 düşerken, (B) tipi endeks yüzde 0,23 arttı.
İMKB Tahvil ve Bono Piyasası’nda, ağırlıklı ortalamalara göre çeşitli vadelerdeki bono ve tahvillerin haftalık net getirileri ise yüzde 0,27 ile yüzde 0,35 arasında gerçekleşti.
Önde gelen ve değerlendirmeye alınan 10 kamu ve özel bankanın faiz oranlarına bakıldığında, mevduat faizinin haftalık net getirisi, bir aylık mevduatta yüzde 0,26 oldu.
Önceki hafta sonunda ortalama faizleri yüzde 15,7 dolayında olan haftalık reponun net getirisi de yüzde 0,27 olarak gerçekleşti.
|
Petrol 126 Doları Aştı
|
|
Petrol Fiyatları Hızlı Yükselişine Devam Etti. Dün 126 Doları Aşarak Yeni Rekora İmza Attı.
|
Petrol fiyatları hızlı yükselişine devam etti. Dün 126 doları aşarak yeni rekora imza attı.
Ortadoğu kaynaklı gerginliklerin yanında Nijerya’daki saldırılar ve arza yönelik endişeler fiyatları yeni bir rekora taşıdı. ABD ham petrolü varil başına 126.20 dolar ile tarihinin en yüksek seviyesine ulaştı. Bu yükselişin bir nedeni olarak ABD’de benzin tüketiminin arttığın yaz sezonu öncesinde petrol arzının talebe yetişemeyeceği yönündeki endişeler gösteriliyor. Son dönemde rafinerilerde meydana gelen arızalar ve yapılan saldırılar, üretimin azalmasına neden oluyor. Petrolde yaşanan yükselişin temelinde Ortadoğu kaynaklı gelişmeler ve petrol arzının talebe yetişemeyeceğine yönelik endişelerin yanı sıra spekülasyonların etkili olduğu belirtiliyor. Doların değer kaybıyla fonların petrol ve emtialara yatırım yaptığı dile getiriliyor. 10.05.2008 01:37 [1346042]
|
TOKİ'den yüzde 25 indirim
Ankara (AA)- Bankaların mevduata verdiği faiz yüzde 14-18, devlet iç borçlanma senetlerinin yıllık getirisi yüzde 16-19 arasında değişirken Toplu Konut İdaresi (TOKİ), borcunu erken ödeyene yüzde 25 indirim uygulayacak.
2006 yılı sonuna kadar TOKİ'den konut ve işyeri alanlar, borçlarını 21 Mayıs- 20 Haziran arasında kapatırsa, yüzde 25 indirim uygulanacak. Uygulamadan 75 bin kişi yararlanabilecek.Uygulamadan yararlanmak isteyenlerin, 21 Mayıs'tan itibaren konutların satışına aracılık eden bankaların şubelerine başvurması gerekiyor.
Vadelerinin bitimine 12 aydan az kalmış konut ve işyerlerinin alıcıları, borçların erken kapatılmasına yönelik indirim uygulamasından yararlanamayacak. Borçlarını peşin kapatmak isteyenlere yüzde 25 indirim uygulanırken, 3-6 ay vadeli kapatma imkanı da getirildi. Borç bakiyesini 3 eşit taksitte kapatmak isteyenlere yüzde 23, 6 eşit taksitte kapatmak isteyenlere de borç bakiyelerinde yüzde 21 indirim yapılacak.
Borç kapatmak için 20 Haziran'dan sonra yapılacak başvurulara indirim uygulanmayacak. Borcunu erken kapatmak isteyenler, ilgili bankalardan kredi de kullanabilecek.Uygulamayla, konut ve işyeri alıcılarına, borçlarını daha düşük tutarda kapatma olanağı getirilirken, TOKİ de nakit kaynaklarını güçlendirmeyi
amaçlıyor. TOKİ, 15 yıla varan vadelerle konut sattığı için, erken ödemede indirim uygulaması ile tahsilatı hızlandırmayı hedefliyor.
Türkiye'nin Güneş Atlası
|
|
Türkiye'nin Güneş Enerjisi Potansiyel Atlası Çıkarıldı. Buna Göre Yıllık Elektrik Üretim Potansiyeli 380 Milyar Kwh.
|
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, Türkiye'nin Güneş Enerjisi Potansiyel Atlası'nı çıkardıklarını, buna göre yıllık elektrik üretim potansiyelinin 380 milyar kWh (kilovatsaat) olduğunu bildirdi. Güler, buna karşılık güneş enerjisinden elektrik üretim maliyeti 20 cent gibi yüksek bir rakam olduğu için tüm potansiyelin değerlendirilemeyeceğini söyledi.
Güler, Bakanlık'ta düzenlediği basın toplantısında çalışmaları tamamlanan Güneş Enerjisi Potansiyel Atlası'nı tanıttı. Yatırımcının hangi alanda güneş enerjisi yatırımı yapabileceğine ilişkin verileri ortaya koyduklarını kaydeden Güler, atlasın; yerleşim bölgeleri, orman ve tarım arazileri, sulak alanlar, 3 dereceden büyük eğimli yerler, özel ve çevre koruma alanları, karayolları, demiryolları, limanlar çıkarılarak hazırlandığını ifade etti.
-TÜRKİYE ÜRETİMİNİN İKİ KATI POTANSİYEL-
Güneş radyasyonu yıllık metrekare başına 1650 kWh'den fazla olan yerlerin en iyi alanlar olarak alındığını belirten Güler, 4 bin 600 kilometrekare kullanılabilir alan belirlediklerini vurguladı. Tesis alanı olarak kullanılabilir alan oranını yüzde 25, güneş enerjisinden elektrik enerjisi dönüşüm verimini de yüzde 20 olarak aldıklarını ifade eden Güler, teknik potansiyeli yıllık 380 milyar kWh olarak belirlediklerini açıkladı. Türkiye'nin mevcut yıllık rakamının 190 milyar Kwh olduğuna işaret eden Güler, güneş enerjisi potansiyelinin 56 bin MW (megavat) kurulu gücünde bir doğalgaz çevrim santraline karşılık geldiğinin altını çizdi.
Atlasın yüzde 10 hata payı ile hazırlandığını söyleyen Güler, yalnızca Antalya merkez ilçede çatıların yüzde 80'ine güneş pili yerleştirilmesi durumunda 24,63 milyar kWh'lik potansiyel olduğunu belirtti. Bunun da 3 bin 630 MW'lık bir doğalgaz santralına denk olduğunu vurgulayan Hilmi Güler, "Bunun bırakın hepsini, 10'da 1'i olsa 2,6 milyar kWh eder. Şu ana kadar kullanmadığımız, ihmal ettiğimiz bir zenginlik bu. 2,6 milyar kWh, örneğin Kayseri'nin bir yıllık toplam tüketimine karşılık geliyor" diye konuştu.
-GÜNEŞ TARLALARI KURULACAK-
Güneş pillerinin çatılara kurulmasını, özellikle toplu konutlarda bu çalışmanın yapılmasını tasarladıklarını bildiren Güler, bunun için TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar ile de görüştüklerini ifade etti.
Güneş enerjisinin güneş pilleri ve termik sistemler olmak üzere iki dalda kullanılabildiğini anlatan Güler, güneş pillerinin; bahçe uygulaması, çatı uygulaması, odaklayıcı sistem, su pompajı, aydınlatma ve kiremit şeklinde güneş pili biçimlerinde değerlendirildiğini söyledi.
Termik sistemlerde büyük güneş tarlaları kurulduğunu kaydeden Güler, "Bundan sonra güneş tarlaları olacak, buna alışacaksınız" dedi.
-MALİYET YÜKSEK-
Güneş enerjisinde 380 milyar kWh'lik potansiyel olmasına karşın, maliyetler yüksek olduğu için hepsinin gerçekleştirilmesinin mümkün olmadığını da açıklayan Güler, "Giderek maliyeti düşen bir yapı var. Şu anda 20 cent'in (kWh başına) üzerinde. Almanya, İspanya bu enerjiyi yoğun olarak kullanıyor. Bizde daha fazla potansiyel var. Yenilenebilir Enerjisi Yasası ile bu yatırımlara 10 yıl alım garantisi verdik. Güneş pil ve santrallerinin Türkiye'de yapılmasını arzu ediyoruz" dedi.
Almanya, Hollanda, İspanya, ABD ile çalışmalarının olduğunu ifade eden Güler, kurumsal olarak da ODTÜ, TÜBİTAK ve Vestel'in bazı çalışmalar yaptığını söyledi.
-İTHAL EDİLECEK-
Elektrik İşleri Etüd İdaresi Genel Müdürü Kemal Büyükmıhçı da, güneş enerjisi üreten tesislerin ABD, İspanya, İsrail, İran, Japonya'da hem kurulup hem de işletildiğini ifade etti. Türkiye'de henüz sistemin olmadığını kaydeden Büyükmıhçı, "İçerdiği teknoloji çok yüksek bir teknoloji değil. Türkiye'de pekala imalatı yapılıp tesis kurulabilir. Ama ilk uygulamalar ithal edilecek tesisler olacak. Daha sonra yerli katkı oranı hızla artabilir" diye konuştu.
Öte yandan Enerji Bakanı Güler, elektrikte otomatik fiyatlandırma sistemine geçilmesine ilişkin bir soru üzerine, 1 Temmuz'da başlayacak sistemin öne çekilmesinin mümkün olduğunu, sistemin fiyatları gerektiğinde yükselteceğini, gerektiğinde de düşüreceğini söyledi. Güler, petrolle ilgili bir soru üzerine de gelecek yıl Karadeniz'de beş ayrı sondaj gerçekleştireceklerini belirtti
|
IMKB 100 | | | | | |