|
|
|
|
|
 |
|
 |
81 ilden 64'ünün bütçesi açık verdi
ANKARA (ANKA) - Yılın ilk üç aylık döneminde 81 ilden 64'ünün bütçesi açık verdi.
ANKA'nın Maliye Bakanlığı verilerinden yaptığı belirlemeye göre, Ocak-Mart döneminde bütçeye aldığından çok veren 17 il toplam 31 milyar 413.1 milyon YTL fazla sağlarken, sağladığı gelir bütçeden aldığı harcamayı bile karşılamayan 64 il ise toplamda 4 milyar 372.2 milyon YTL açık yarattı. Merkezden yapılan bütçe gelir tahsilat ve harcamaları da 31 milyar 414.4 milyon YTL açıkla sonuçlandı. Böylece ilk üç ayda merkezi yönetim bütçesi 4 milyar 373.6 milyon YTL açık verdi.
-İSTANBUL ÜÇ AYDA 16.6 MİLYAR NET KATKI YAPTI-
Yılın ilk çeyreğinde bütçeye 47 milyar 188 milyon YTL olan toplam bütçe gelirlerinin 18 milyar 536 milyonla yüzde 39.3'ü İstanbul'dan elde edildi. Aynı dönemde 51 milyar 561.9 milyon YTL olan toplam bütçe harcamalarından İstanbul'un aldığı pay ise yüzde 3.7 oranında 1 milyar 920.4 milyon YTL'de kaldı. Böylece İstanbul üç aylık dönemde bütçeye net olarak 16 milyar 615.6 milyon YTL aktarmış oldu.
Kocaeli üç ayda aldığı 430.9 milyar YTL'lik harcamaya karşılık bütçeye 5 milyar 707.4 milyon YTL aktararak net 5 milyar 276.6 milyon YTL fazla verdi. Aynı dönemde 6 milyar 529.3 milyon YTL bütçe geliri sağlayan Ankara, 2 milyar 483.1 milyon YTL bütçe harcaması alarak net bazda 4 milyar 46.2 milyon YTL'lik katkı yaptı. Üç ayda sağladığı 4 milyar 326 milyon YTL'lik bütçe gelirine karşılık, 973.2 milyon YTL bütçe harcaması alan İzmir'in bütçeye net katkısı 3 milyar 352.8 milyon YTL oldu.
Net katkı tutarında bu illeri 650.4 milyon YTL ile Bursa, 451.6 milyon YTL ile Mersin, 289.2 milyon YTL ile Tekirdağ, 239.5 milyon YTL ile Antalya, 169.1 milyon YTL ile Hatay, 113.3 milyon YTL ile Zonguldak, 73.5 milyon YTL ile Muğla izledi. Ayrıca, Eskişehir, Kırklareli, Manisa, Yalova, Kırıkkale ve Rize'nin de aldığı bütçe harcamasından daha fazla bütçe geliri sağlayarak, net katkı yapan iller arasında yer aldığı belirlendi.
17 il toplam bütçe gelirlerinin yüzde 84.4'ünü yaratırken, toplam bütçe harcamalarından yüzde 16.3 pay aldı.
Bütçeye aldığından daha fazla aktaran 17 il (Milyon YTL)
Pay Pay Tahs./
Gelir (%) Harcama (%) Fark Tahak.(%)
İstanbul 18.536,0 39,28 1.920,4 3,72 16.615,6 58,33
Kocaeli 5.707,4 12,10 430,9 0,84 5.276,6 78,94
Ankara 6.529,3 13,84 2.483,1 4,82 4.046,2 52,37
İzmir 4.326,0 9,17 973,2 1,89 3.352,8 58,09
Bursa 1.083,0 2,30 432,6 0,84 650,4 42,16
Mersin 788,0 1,67 336,4 0,65 451,6 40,76
Tekirdağ 426,3 0,90 137,2 0,27 289,2 57,76
Antalya 603,3 1,28 363,8 0,71 239,5 31,93
Hatay 422,9 0,90 253,8 0,49 169,1 48,75
Zonguldak 248,9 0,53 135,6 0,26 113,3 43,87
Muğla 266,0 0,56 192,6 0,37 73,5 35,59
Eskişehir 295,3 0,63 255,8 0,50 39,6 47,13
Kırklareli 113,1 0,24 75,2 0,15 38,0 52,33
Manisa 262,3 0,56 240,1 0,47 22,2 38,00
Yalova 56,3 0,12 38,6 0,07 17,8 40,62
Kırıkkale 96,5 0,20 83,1 0,16 13,4 52,78
Rize 79,5 0,17 75,1 0,15 4,4 57,43
17 İL 39.840,4 84,4 8.427,4 16,3 31.413,1 56,73
DİĞER İLLER 4.929,7 10,4 9.301,9 18,0 -4.372,2 35,25
Merkez 2.418,2 5,12 33.832,6 65,62 -31.414,4 102,45
TOPLAM 47.188,3 100,00 51.561,9 100,00 -4.373,6 54,51
-64 İLİN BÜTÇESİ AÇIK VERİYOR-
Verdiğinden daha çok alan 64 ilden toplanan bütçe gelirlerinin üç aylık tutarı 4 milyar 929.7 milyon, bu illere aynı dönemde yapılan toplam harcama ise 9 milyar 301.9 milyon YTL oldu. Söz konusu 64 il toplamda net 4 milyar 372.2 bütçe açığı verdirdi. 64 ilin bütçe gelirlerindeki toplam payı yüzde 10.4, harcamalardan aldığı pay ise yüzde 18 düzeyinde gerçekleşti.
Yarattığı gelirler bütçeden aldığı harcamayı karşılamayarak açık veren illerin başında üç ayda 338.2 milyon YTL ile Diyarbakır geldi. Van, net olarak 213.7 milyon, Erzurum 203.6 milyon, Şanlıurfa 142.2 milyon, Elazığ 135.8 milyon, Mardin 134 milyon, Malatya 132.8 milyon, Şırnak 121.4 milyon, Hakkari 119.8 milyon, tokat 110.3 milyon YTL açık verdirdi.
En çok bütçe açığı yaratan iller( Milyon YTL)
Gelir Pay(%) Harcama Pay(%) Açık
Tokat 61,2 0,13 171,5 0,33 -110,3
Hakkari 6,8 0,01 126,6 0,25 -119,8
Şırnak 20,9 0,04 142,3 0,28 -121,4
Malatya 96,5 0,20 229,3 0,44 -132,8
Mardin 35,3 0,07 169,3 0,33 -134,0
Elazığ 77,8 0,16 213,6 0,41 -135,8
Şanlıurfa 106,1 0,22 248,3 0,48 -142,2
Erzurum 95,4 0,20 299,0 0,58 -203,6
Van 66,7 0,14 280,4 0,54 -213,7
Diyarbakır 134,1 0,28 472,9 0,92 -338,8
Üç aylık bütçe gelirlerinin 2 milyar 418.2 milyon YTL'si merkezden toplandı. Merkezden yapılan üç aylık harcama ise 33 milyar 832.6 milyon YTL oldu. Böylece merkezden yapılan tahsilat ve harcamalar 31 milyar 414.4 milyon YTL açıkla sonuçlandı.
-EN YÜKSEK TAHSİLAT ORANI KOCAELİ'DE-
Ocak-Mart döneminde tahsil edilen bütçe gelirlerinin aynı dönemde tahakkuk eden tutara oranı yüzde 78.94'le en yüksek Kocaeli'de gerçekleşti. Kocaeli'de üç aylık dönemde 7 milyar 230 milyon YTL bütçe geliri tahakkuk ederken tahsilat 5 milyar 707.4 milyon YTL oldu.
Üç ayda 31 milyar 778 milyon YTL'lik tahakkuka karşılık 18 milyar 536 milyon YTL'lik tahsilatla bütçe gelirlerinin en büyük bölümünün elde edildiği il olan İstanbul, tahsilatın tahakkuka oranında yüzde 58.33'le Kocaeli'nin ardından ikinci oldu. Bu illeri de yüzde 58.09 tahsilat/tahakkuk oranıyla İzmir, yüzde 57.76 ile Tekirdağ, yüzde 57.43'le Rize, yüzde 54.79'la Tunceli izledi.
AB'yi Türkler Sırtlıyor
|
TAM Vakfı Başkanı Prof. Dr. Şen, Türkler'in, 15 AB Ülkesindeki Girişimlerinin Cirosunun 45 Milyar Euro'yu Aştığını Belirterek, 'AB'nin Yıllık Cirosunun Üçte Birini Türkler Yapıyor' Şeklinde Konuştu.
|
|
Türkiye Araştırmalar Merkezi (TAM) Vakfı Başkanı Prof. Dr. Faruk Şen, Türkler’in, 15 AB ülkesindeki girişimlerinin cirosunun 45 milyar Euro’yu aştığını belirterek, "AB’nin yıllık cirosunun üçte birini Türkler yapıyor" dedi.
Ege Bölgesi Sanayi Odası’nda (EBSO) düzenlenen "AB ve Almanya’daki Türk Girişimcilerin Ekonomik Gücü" konulu toplantıda TAM’ın yaptığı son araştırma sonuçları hakkında bilgi veren Şen, Avrupa’daki Türkler’in yaptıkları girişimlerle etkilerini giderek artırdığına dikkati çekti. Halen AB ülkelerinde 5 milyon 200 bine yakın Türk’ün yaşadığını, 15 AB ülkesinde 102 bin Türk girişimcinin bulunduğunu ifade eden Şen, Türklerin İtalyanlar, Yunanlılar gibi 4-5 sektörde değil 115 ayrı sektörde yatırım yaptığına dikkati çekti. Türklerin kişi başına ortalama 107 bin Euro yatırım yaptığını, bu girişimlerin şirket başına ortalama 445 bin Euro ciro elde ettiğini ve toplam cironun 45 milyar Euro’ya ulaştığını dile getiren Şen, "AB’nin toplam bütçesi geçen yıl 128 milyar Euro’ya çıktı. Bunun üçte birini Türkler yapıyor. Bu girişimler 470 bin insana istihdam sağlıyor. 2020 yılında ise 190 bin Türk’ün AB sınırları içinde işveren statüsüne ulaşması bekleniyor" dedi
|
Bakan Şimşek: Ekonomik Kriz Yok
|
|
|
Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, Birçok Alanda Uygulanan Yapısal Reformlar ve Alınan Ekonomik Tedbirler Sayesinde Türkiye Ekonomisinin Kırılgan Yapısının Önemli Ölçüde Azaldığını Belirtti.
|
Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, birçok alanda uygulanan yapısal reformlar ve alınan ekonomik tedbirler sayesinde Türkiye ekonomisinin kırılgan yapısının önemli ölçüde azaldığını belirterek, "Türkiye'nin makroekonomik temelleri sağlamdır. Ülkemiz çeşitli olumsuz şoklara karşı dayanıklı hale gelmiştir. Nitekim Türkiye ekonomisi yakın geçmişte de görüldüğü üzere dış piyasalarda meydana gelen önemli düzeydeki şokları asgari maliyetle ve oldukça kısa bir sürede atlatabilmeyi başarmıştır" dedi.
DSP İstanbul Milletvekili Süleyman Yağız'ın soru önergesine cevap veren Bakan Şimşek, 'Türkiye'de adı konulmamış bir kriz var mı?' sorusuna karşılık, "Ekonomik kriz yok" mesajını verdi. Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, uygulanan sıkı para ve maliye politikalarıyla yapısal reformlar sayesinde 2002 yılından bugüne kadar risk primi ve enflasyon oranının azaldığını, faiz oranlarının ise düştüğünü bildirdi. YTL cinsinden Hazine iskontolu yıllık bileşik faiz oranının 2002 yılında yüzde 62.7 oranında gerçekleşirken 2008 yılı Mart ayı itibariyle söz konusu oranın yüzde 17.5'e gerilediğini ifade eden Şimşek, söz konusu dönemde reel faizlerde ise yaklaşık 20 puanlık düşüş sağlandığını kaydetti. Ekonomide sağlanan istikrar ve yatırımcının geleceğe yönelik olumlu bekleyişleri sayesinde özel yatırımların hızla arttığını ve 24 çeyrektir kesintisiz büyüyen ekonominin itici gücünü oluşturduğu dile getiren Şimşek, 2002-2007 döneminde reel gayrisafi yurtiçi hasıla büyümesinin ortalama yüzde 6.7 oranında gerçekleşirken, söz konusu dönemde reel özel yatırım harcamalarının ortalama yüzde 18 oranında arttığını bildirdi. Şimşek, 2002-2007 dönemi arasında 45 bin 74 şirket ve kooperatif kapanırken, buna karşılık 259 bin 477 yeni şirket ve kooperatifin kurulduğunu açıkladı. Dünya finansal piyasalarında zaman zaman hızlı ve ani hareketler gözlendiğini belirten Devlet Bakanı Şimşek, şunları kaydetti:
"Türkiye ekonomisi de artan dışa açıklık ve finansal entegrasyonun bir sonucu olarak diğer gelişmekte olan dışa açık ekonomiler gibi dünya finansal piyasalarındaki bu aşırı dalgalanmalardan etkilenmektedir. Asıl önemli olan bu etkinin geçici veya kalıcı olduğudur. Birçok alanda uygulanan yapısal reformlar ve alınan ekonomik tedbirler sayesinde ekonomimizin kırılgan yapısı önemli ölçüde azalmış, ülkemiz çeşitli olumsuz şoklara karşı dayanıklı hale gelmiştir. Nitekim Türkiye ekonomisi yakın geçmişte de görüldüğü üzere dış piyasalarda meydana gelen önemli düzeydeki şokları asgari maliyetle ve oldukça kısa bir sürede atlatabilmeyi başarmıştır." "EKONOMİMİZ SAĞLAM" Türkiye'nin geçmişte on yıllar boyunca yüksek enflasyon ve kronikleşen enflasyonla yaşamak durumunda kaldığını ifade eden Şimşek, ülkedeki enflasyon düzeyinin uzun yıllardan sonra ilk defa 2004 yılında tek haneli seviyelere gerilediğini ve o dönemden beri tek haneli seviyesini koruduğunu bildirdi. Bakan Şimşek, enflasyonu düşürmeye yönelik çeşitli ekonomik tedbirler alındığını ancak gerek yüksek düzeyde seyreden petrol fiyatları gerekse son dönemlerde yaşanan ciddi kuraklık gibi ekonomik müdahaleler ile önlenmesi mümkün olmayan çeşitli dışsal şoklardan enflasyonun olumsuz yönde etkilendiğini vurguladı. "Türkiye'nin makroekonomik temelleri sağlamdır" diyen Şimşek, bankacılık sektörünün sermaye ve hizmet yapısının güçlü olduğunu, Merkez Bankası'nın rezervlerinin yüksek düzeyde olduğunu kaydetti. Bütçe ve borç stokunda Maastricht kriterlerinin yakalandığına dikkati çeken Şimşek, şunları dile getirdi:
"Son yıllarda ekonomideki gelişmişlik artışımıza paralel olarak, makine-teçhizat, kimya ve otomotiv gibi sektörlerde katma değeri yüksek olan ürünlerin üretiminde artış gözlenmiş ve söz konusu ürünler ihracatımızda önemli boyutlara ulaşmıştır. Ancak bu ürünlerde başta petrol olmak üzere hammadde girdi ihtiyacının yüksek düzeyde olması ve bunların büyük ölçüde ithalatla temin edilebilmesi nedeniyle ithalat düzeyinin de artması kaçınılmaz olmuştur. İstikrarlı ekonomik büyüme ve taviz vermeden devam eden yapısal reformlar sayesinde özel sektörümüzün verimliliği ve uluslararası rekabet gücü daha da artacak, bu sayede orta ve uzun vadede istihdam artışının sağlanması temin edilecektir." Şimşek, ekonomik istikrar ortamında son yıllarda yatırım düzeyi ve potansiyelinin arttığını bildirdi. 2008 yılı Şubat ayı itibariyle yıllıklandırılmış ihracatın artış hızını 2007 yılı Mart ayından beri ithalattaki artış hızının üstünde seyrettiğini açıklayan Şimşek, uygulanan ekonomi politikaları ve reformların verimliliği ve uluslararası alanda rekabet gücünün artmasını sağladığını kaydetti. Şimşek, yeni yasalaşan Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun'un doğrudan bu amaca hizmet edeceğini de sözlerine ekledi.
|
|
Çalışma hayatında yeni dönem
ANKARA (ANKA)– Sosyal Güvenlik ve Genel Sağlık Sigortası Yasa'sının Meclis'ten geçmesiyle çalışma yaşamında yeni bir dönem başladı. Kadınlarda 58, erkeklerde 60 olan emeklilik yaşı her iki kesim için de 65'e yükseltilirken, prim gün sayısı da 7 bin'den 7 bin 200'e çıkarıldı. Aylık bağlama oranları düşürülürken, bazı sektörlerdeki fiili hizmet zammı uygulaması ise kaldırıldı. Ayrıca, yasanın yürürlüğe girdiği tarihten sonra ilk kez devlet memuru olanlar, Genel Sağlık Sigortası kapsamına alınacak.
Meclis, sosyal taraflar ile hükümet arasında gerginliğe neden olan görüşmeler sonrasında bazı konularda uzlaşmaya varılan, bazılarında ise uzlaşmazlığın devam ettiği Sosyal Güvenlik ve Genel Sağlık Sigortası Yasa'sı ile ilgili çalışmalarını tamamladı. İlk düzenlemede 9 bin olarak belirlenen prim gün sayısı sosyal taraflarla yapılan görüşmenin ardından 7 bin 200 güne indirildi. Sosyal taraflar emeklilik yaşının mevcut haliyle kalmasını isterken, hükümet 65 yaşta geri adım atmadı. Kademeli olarak yükseltilecek emeklilik yaşı 2048'de eşitlenecek.
-30 NİSAN'DAN SONRA SİSTEME GİRECEKLERDE AYLIK BAĞLAMA ORANI YÜZDE 2-
Emeklilikte aylık bağlama oranının ilk 10 yıl yüzde 3, sonraki yıllarda ise yüzde 2 olmasına kararlaştırıldı. İlk defa işe başlayan sigortalılar için ise aylık bağlama oranı yüzde 2 olacak. 30 Nisan 2008'den itibaren sisteme giren sigortalılarda is aylık bağlama oranı ise yüzde 2 olarak uygulanacak.
-EMZİRME ÖDENEĞİNİ SGK BELİRLEYECEK-
İş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve sigortalı kadının doğum yapması halinde verilecek iş göremezlik ödeneği; yataklı tedavilerde günlük kazancının yarısı, ayakta tedavilerde ise üçte ikisi tutarında olacak. Sigortalı kadın, Bağ-Kur'lular ve sigortalı erkeğin çalışmayan eşi de emzirme ödeneğinden faydalanabilecek. Ödenekte, doğumdan önceki bir yıl içinde en az 120 gün prim yatırılmış olması şartı aranacak. Emzirme ödeneğini miktarını Sosyal Güvenlik Kurulu karar verdikten sonra Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı onaylayacak.
-ÖLÜM VE MALULLÜK AYLIĞINDA 1800 PRİM GÜNÜ KOŞULU-
Bağ-Kur ve SSK'lılar ile kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren devlet memuru olanlar, meslekte kazanma gücünün en az yüzde 60'ını yitirmeleri durumunda malul sayılacak. Malullük aylığı alınabilmesi için en az 10 yıl sigortalı olunması ve toplam bin 800 gün prim ödenmesi gerekecek. Ölüm aylığından yararlanabilmek için devlet memurları ve Bağ-Kur'lular da, en az bin 800 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödeme koşulu aranacak. Dul eşlere ise ölen sigortalının aylığının yüzde 50'si verilecek. Eşinin çocuğu ve geliri olmaması durumunda aylığın yüzde 75'i bağlanacak.
Cenaze yardımı tutarını, Sosyal Güvenlik Kurumu Yönetim Kurulu belirleyecek. Bu oran Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının onayından sonra belirlenecek.. Kız çocukları, aylık veya gelirinin 2 yıllık tutarı kadar evlenme yardımı alabilecek.
-FİİLİ HİZMET ZAMMI KALKAN SEKTÖRLER-
Gazeteciler, PTT dağıtıcıları, milletvekilleri, Tarım Bakanlığı Zirai Mücadele ve Karantina Teşkilatı ile Veteriner Teşkilatı'nda görev yapanlar, Devlet Tiyatrosu sanatçıları, pilot ve hostesler, lokomotif makinistleri, infaz koruma memurları, gemi adamları, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası üyeleri için fiili hizmet zammı uygulamadan kaldırıldı.
Hem eşinden hem de anne veya babasından ölüm aylığı hak edenler sadece birini tercih edecek. Gelir ya da aylık bağlanmış olan sigortalıyı kasten öldürdüğü veya iş göremez ve malul hale getirdiği mahkeme kararıyla belgelenen kişiye, gelir ve aylık bağlanmayacak.
-YENİ MEMURLAR GENEL SAĞLIK SİGORTASI KAPSAMINDA-
SSK ve Bağ-Kur'lularla birlikte yasanın yürürlüğe girmesinden sonra ilk defa devlet memuru olanlar genel sağlık sigortası kapsamına girecek. Vatansızlar ve sığınmacılar ile 65 yaşını doldurmuş muhtaçlar, İstiklal Madalyası alanlar, gaziler de genel sağlık sigortasına dahil edildi. Ayakta tedavide 2 YTL katılım payı alınacak. Katılım payı, prime esas kazanç, gelir ve aylıkların tutarı gibi ölçütler dikkate alınarak, yüzde 10 ile yüzde 20 arasında değişecek. Sigortalılar Türkiye'de yapılamayan tetkikleri, yurtdışında yaptırabilecek. Doku ve kök hücre tedavilerinde, sigortalıdan katılım payı alınmayacak.
-ÖZEL HASTANELERİN KATKI PAYINI BAKANLAR KURULU BELİRLEYECEK-
Özel hastaneler tarafından tepki gösterilen yüzde 20'lik katkı payı ise yapılan değişiklik sonrasında Bakanlar Kurulu tarafından belirlenecek. Kamu hastanelerinden sevk edilen gazi ve bakmakla yükümlü oldukları kişilerden katkı payı alınmayacak.
Öte yandan kayıt dışının önüne geçmek için işçinin maaş, prim ve ikramiye ödemeleri ban
Çinliler Fransız Mallarını Protesto Etti
|
|
2008 Pekin Olimpiyat Oyunları Meşalesinin Paris'ten Geçerken Yapılan Engellemeye Kızan Çinliler, Pekin'de Fransız Mallarını Protesto Etti.
|
2008 Pekin olimpiyat oyunları meşalesinin Paris'ten geçerken yapılan engellemeye kızan Çinliler, Pekin'de Fransız mallarını protesto etti.
Gençlerden oluşan bir grup Çinli, başkentteki Çin Fuar Merkezi yanındaki Carrefour Süpermarketi'nin önünde protesto eylemi yaptı. Polisin yoğun güvenlik önlemi aldığı eylemde göstericiler ellerindeki pankartları kaldırarak Batı ve Fransa aleyhtarı slogan attı. Pankartlarda ''Tibet Çin'in bir barçası'', ''Olimpiyat tüm dünyanındır'', ''Kapa çeneni Fransa'', ''Fransa mallarını boykot edin'' gibi sözler yazıldı.
Gruptan biri, Fransa'nın Çin'e karşı dost olmayan davranışından dolayı bu eylemi gerçekleştirdiklerini söyledi. Söz konusu kişi, "Fransa'nın düşman olduğunu nereden biliyorsun?" sorusuna ise, ''Basında yazılanlara bak'' diye cevap verdi. Göstericiler polis kontrolünde Fransız Büyükelçiliği'ne doğru yol aldı. Gösteriler olurken, halkın boykot çağrısını alışıverişine devam ederek umursamadığı görüldü.
Çin'in ana kesimindeki 3 milyon internet kullanıcıları, 3 gün önce Fransa'ya olan tepkilerini özellikle Çin'de dev bir pazara sahip Fransız Carrefour Süpermarketi'ndeki malları boykot etme çağrısı yaparak göstermişti. Batılı ülkelerin ve medyanın Çin'in Tibet'teki insan hakları ihlalleri dolayısıyla 2008 Pekin olimpiyatlarını boykot etme ve Tibet'i desteklemesi Çin halkının büyük tepkisini çekiyor. Batı'nın Çin hakkındaki iddialarını çürütmek için devlet televizyonlarından yapılan anti propaganda, milliyetçilikleriyle bilinen Çin halkından büyük destek görüyor. Halk internette sohbet (Chat) yaparken başlattıkları kampanyayla kullanıcı isimlerinin başına ''Çin'i seviyoruz'' anlamına gelen kalp ve Çin sembolü koyuyor. Yabancı güçlere karşı Çin halkının ülkesine bağlılığını gösterdiği belirtilen bu sembollerin manası konusunda ise Fransa ve ABD gibi Tibet'i destekleyen tüm yabancı ülkeler ile başta Amerikan CNN haber televizyonu olmak üzere yabancı medyanın protesto edildiği yorumu yapılıyor.
Çin halkının tepkisi üzerine Çin basını halkı soğukkanlı davranmaya çağırdı. Boykot yerine ekonomik kalkınmanın ön planda tutulması gerektiği vurgulandı. (Cihan Haber Ajansı) 19.04.2008 07:40
|
kaya
Doğa Öç Alıyor, Gıda Yüzyılın Altını Oluyor
|
|
Erdal Bahçıvan, Son Günlerde Pirinç Kriziyle Dünyanın Gündemine Oturan Gıda Sıkıntısını, 'Doğa Biz İnsanlardan Öcünü Alıyor' Sözleriyle Yorumladı.
|
Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (SETBİR) Başkanı Erdal Bahçıvan, son günlerde pirinç kriziyle dünyanın gündemine oturan gıda sıkıntısını, "Doğa biz insanlardan öcünü alıyor" sözleriyle yorumladı.
Gıdanın artık yüzyılın altını haline dönüştüğünü ve stratejik ürün olduğunu ifade eden Bahçıvan, önümüzdeki en büyük facianın, toprağı insanları doyurmak için kullanmak yerine, araçlara yakıt üretmeye kullanmak olduğunu savundu. Bahçıvan, "Bir yandan dünya nüfusunun dörtte biri açlık çekiyor, diğer taraftan dev fonlar gıda ürünleri üzerinde oyun oynuyor" diye tepki gösterdi.
ŞÜKÜR VAHİM DEĞİL: Erdal Bahçıvan, Türkiye’de durumun Haiti, Mısır, Filipinler gibi ülkelerdeki kadar vahim olmadığına dikkat çekerek, şunları söyledi: "Ama yine de bir sıkıntı olduğu gerçeği ortada. Bugün pirinçte yaşadıklarımız yarın buğdayda, ayçiçeğinde, mısırda, mercimekte ortaya çıkabilir. Bu yüzden önlem almamız gerekir."
PİYASA KURULU İSTEDİ: Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın piyasayı düzenlemek, yaşanacak sıkıntıların önüne geçmek için formüller üretmesi gerektiğini vurgulayan Bahçıvan, şöyle konuştu: "Piyasayı doğru şekilde düzenlemek için özel sektörün de içinde olacağı ’Tarım Ürünleri Piyasası Kurulu’ kurulmalı. Bu kurul sık sık toplanarak, piyasayı doğru yönlendirecek çözümler üretmeli."
ARTAN FİYAT MUTLU ETMEZ: Toplumda artan ürün fiyatlarının özel sektörü mutlu ettiği izlenimi olduğunu ifade eden Bahçıvan, şunları dile getirdi: "Biz aşırı ve ani artan fiyatlarla asla mutlu olmayız. Bizim istediğimiz fiyat açısından da istikrarlı bir piyasadır. Bir süre önce sütte aşırı yükselen fiyatları yaşadık. Sonuçta biz gıda sanayicileri olarak hammaddemizi pahalı alınca, tüketiciye hedeflediğimiz satışı yapmakta zorlanıyoruz."
Köylüyü desteklemek yerine ’tüketici kral’a geçelim
SETBİR Başkanı Erdal Bahçıvan, Türkiye’nin tarımda köylü bazlı destek politikalarından vazgeçmesi gerektiğini belirterek, şu değerlendirmeyi yaptı: "Tarıma dönük desteklerin ürün bazlı olması gerekir. Parayı doğrudan köylünün cebine koyduğunuz zaman istenen verimi alamazsınız. Bunu diğer alanlarda görmüşken, sütte da destek politikasını aynı yanlışa çevirdiler. Tarıma destek politikasını ’tüketici kral modeli’ne oturtmak gerekir."
Etten, sütten turist ölürse turizmi terörden fazla vurur
SETBİR Başkanı Erdal Bahçıvan, Ankara’da gerçekleşen genel kurulda, turistik tesislerin et ve süt ürünlerindeki kayıtdışı alımlarına dikkat çekerek, şu tehlikeyi gündeme getirdi: "Turistik tesislerde sunulan et ve süt ürünlerinde ciddi tehdit var. Allah korusun, bir turist hijyen koşullarında üretilmeyen, içeriği doğru dürüst belli olmayan ürünler yüzünden hayatını kaybedecek olursa Türk turizmi terörden beter bir darbeyle karşı karşıya kalır. Kültür ve Turizm Bakanlığı’yla birlikte bu soruna çözüm bulmak istiyoruz."
Pirinçte aşırı kár edenler konuşuyor
TARIM ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker, "Pirinç kıtlığı konusunda en çok konuşanlar reklam ve PR yapanlar aşırı derecede kár ediyor" dedi. Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği Derneği (SETBİR) olağan genel kurulunun açılışında konuşan Bakan Eker, Türkiye’de üretime ilişkin bir sorun olmamasına karşın pirinç ve buğdayda spekülatif bir sorun yaşandığına dikkati çekti. Halen yurtiçi piyasada 120 bin ton pirinç, 120 bin tondan fazla da çeltik bulunduğunu belirten Eker, şunları söyledi: "Birileri bir sorun var gibi göstermeye çalışıp tüketicinin sırtından aşırı derecede kar etmeye çalışıyor. Devletin ilgili kurumları rekabet ile vergi ile ilgili gerekenleri yapar. Biz de TMO’ya ithalat yetkisi verdik. 100 bin ton ürünü hemen getirecek durumda. Serbest ticaret anlaşmaları kapsamında da kısa sürede ürün getirebilecek. Vatandaşa karşı bunu silah olarak kullanmak isteyenlerin elinde bu silah patlar. 1 kilogram pirincin maliyeti 1,3 YTL. Toptan fiyatı 2 YTL. Markete gidiyorsun fiyat 4-5 YTL. En çok konuşanlar reklam, PR yapanlar aşırı derecede káar ediyor. TMO elindeki pirinci kilogramı 1,8 YTL’den geçmişte olduğu gibi bugün de satmaya devam ediyor. Elimizde yeteri kadar pirinç var, kimse endişe etmesin."
Tarım kooperatiflerine yeni düzen geliyor
SANAYİ ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, tarım satış kooperatiflerinin etkin ve rasyonel çalışmasını sağlamak üzere yeni bir mevzuat düzenlemesi üzerinde çalıştıklarını bildirdi. Tarım satış kooperatiflerinin yeniden yapılanmasının bu yıl tamamlanacağını hatırlatan Çağlayan, uygulamada görülen aksaklıkları gidermek üzere mevzuat değişikliğine gideceklerini belirterek, şu bilgiyi verdi: "Bununla rasyonel ve sürdürülebilir finansman sistemi getirilecek. Birliklerin özerklikleri pekiştirilecek. İç denetimin etkili, dış denetimin zorunlu hale getirilecek. Kooperatif ve birliklerin rasyonel tüccar gibi çalışması için tedbir alınacak. AB’ye paralel kurulacak finansman müdahale kurumu ve ödeme ajansı ile entegre çalışan kuruluşlar haline getirilecek. Tarım satış kooperatifleri sisteminin önü açılacak."
Süt üreticileri eylem yapacak
SÜTÜN üreticiden alım fiyatlarının düşmesi nedeniyle Tire Süt Kooperatifleri Birliği’nin organize ettiği mitinge İzmir Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği, Veteriner Hekimler Birliği ile Ege Bölgesi’ndeki ziraat odalarının da destek vereceği belirtildi. İzmir İli Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Adnan Erkin, yem ve gübre maliyetlerinin hızla artmasına rağmen sanayicinin Şubat ayından bu yana süt alım fiyatını kilogram başına toplam 10 YKr düşürdüğünü söyledi. Fiyat düşüşünün getirdiği sorunun Tarım Bakanlığı’nın "hayvan başına destekleme sistemine" geçme kararıyla ikiye katlandığını ifade eden Erkin, bu sistemle 3 litre süt veren hayvanla 30 litre süt veren hayvana aynı desteğin verildiğini, tüm uyarılara rağmen uygulamaya geçirilen sistemin "hayvancılığın sonunu getireceğini" öne sürdü. Yaşanan sorunların artık eylemden başka bir çare bırakmadığını ifade eden Erkin, Tire Süt Kooperatifleri Birliği’nin 28 Nisan Pazartesi günü saat 12.00’da Tire İtfaiye Meydanı’nda düzenleyeceği miting eylemine katılma kararı aldıklarını söyledi. Konuyla ilgili hazırladıkları faks metnini Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Tarım Bakanı Mehdi Eker’e göndereceklerini ifade eden Erkin, bu tip sorunların yaşanmaması amacıyla Süt Konseyi’nin de bir an önce kurulması gerektiğini dile getirdi. 19.04.2008 01:41 [1311505]
|
Tisk: '1 Milyon Kişi Üretimden Dışlandı'
|
|
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu'ndan (Tisk) Yapılan Açıklamada, Bir Yılda 1 Milyon Kişinin Üretimden Dışlanığı, Ev Kadınlarının Sayısındaki Yıllık Artışın 578 Bine Ulaştığı Belirtildi.
|
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu'ndan (TİSK) yapılan açıklamada, bir yılda 1 milyon kişinin üretimden dışlanığı, ev kadınlarının sayısındaki yıllık artışın 578 bine ulaştığı belirtildi.
TİSK'ten yapılan yazılı açıklamada, Ocak 2008'de, Ocak 2007'ye göre çalışma çağındaki nüfusun 750 bin kişi arttığı, iş gücünün ise 219 bin kişi azaldığı ifade edilerek, iş gücüne dahil olmayanların sayısının 1 milyona kişiye yakın (969 bin kişi) arttığı kaydedildi. Ev kadınları sayısındaki yıllık artışın 578 bine ulaştığı belirtilen açıklamada, bunun üretimden dışlananların artmasında en önemli faktör olduğu değerlendirmesinde bulunuldu.
Tarımsal ekonominin zayıflaması ve kırsal kesimde ücretsiz aile işçisi olarak istihdamda yer alan kadınların, kentsel yerlere göç sonucu iş gücü dışına çıktıkları tezinin, 578 bin kişilik rakamı açıklamakta ''yetersiz kaldığı savunulan açıklamada, şu görüşlere yer verildi:
''Tarım kesimindeki kadın istihdamı azalışı 363 bin kişiyken, geri kalan 215 bin rakamı, soru işaretleri taşıyor. Bu durum, kadınların iş gücüne katılma oranındaki düşüşün, tarım dışı kesimde yeterli istihdam artışı sağlanamaması dolayısıyla, toplumun geniş bir kesiminde aile reisi olarak kabul edilen erkeklerin istihdama girişte öncelik kazanmasıyla ve diğer baskın 'kültürel' etkilerle bağlantılı olduğuna işaret ediyor. Örneğin 'kadının yeri evidir' zihniyetinin sonuçları da yaşanıyor.''
Açıklamada, kadınların iş gücü piyasasında sürekli alan kaybettiğinin bir diğer göstergesinin de yüksek öğrenim görmüş kadınlarda dahi iş gücüne katılma oranının bir yılda 1,4 puan azalması olduğu belirtildi.
Tarım dışı kesimde kadın istihdamının bir yılda 65 bin artarken, sanayide kadın istihdamının 25 bin kişilik kayba uğradığına dikkat çekilen açıklamada, ekonomi genelinde kadın işsizlik oranını yüzde 10,9'dan yüzde 11,2'ye yükseldiği ifade edildi. (Anadolu Ajansı) 19.04.2008 12:00 [1311985]
|
Toptan'dan İnönü Söylemi: Hadi Canım Sende
|
|
Köksal Toptan, Türkiye'yi 'Büyük Yürüyüş Yolundan Alıkoymak İsteyenler' Olduğunu Savunarak, Bu Kesime Seslenirken, 2'nci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün Meşhur 'Hadi Canım Sende' İfadesini Kullandı.
|
TBMM Başkanı Köksal Toptan, Türkiye'yi "büyük yürüyüş yolundan alıkoymak isteyenler" olduğunu savunarak, bu kesime seslenirken, 2'nci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün meşhur "Hadi canım sende" ifadesini kullandı.
Toptan, “Böyle bir Türkiye’de heyecanımızı kaybetmeden, hedefimizden sapmadan, moralimizi bozmadan, iddiamızdan vazgeçmeden bu büyük yolda, büyük adımlarla yürümeye devam etmeliyiz. Bu topraklarda biz bin yıldır yaşıyoruz. Hiç bir zaman bu kadar böyle müreffeh bin yaşadığımız dönem olmamıştı. Milletimizin bunun kıymetini bileceğinden zerre kadar şüphem yoktur. Türkiye’yi büyük yürüyüş yolundan alı koymak isteyenlere söyleyeceğimiz şudur; Hadi canım sende” diye konuştu.
MÜSİAD 17. Genel Kurul toplantısında konuşan Toptan, Türkiye’nin artık yavaş yavaş unutulmaya başlayan büyük ekonomik krizlerden bugüne geldiğini, son 5 yılda sağlanan istikrar ve güven ortamıyla yaşanan ekonomik krizin sona erdiğini, büyük kalkınma hamlesi gerçekleştirdiğini ve büyük reformlara imza attığını söyledi. Toptan, Türkiye’nin AB Türkiye’nin Kopenhag Siyasi Kriterlerini, pek çok Avrupa ülkesi gerçekleştirmeden iki yıl içinde hayata geçirdiğini belirtti. Toptan, Türkiye’nin bulunduğu coğrafya itibariyle her zaman sorunlarla kuşatılan bir ülke olduğunu, istikrar döneminin yarattığı olumlu havanın Türkiye’nin çevresindeki istikrarsızlıktan etkilenmediğini savundu. “Türkiye dünya liderliğine aday olduğunu dosta düşmana herkese göstermiştir” diyen Toptan, “Elde edilenin kıymetini bilen bir millet değiliz” dedi.
Ekonomiye değindiği konuşmasında Toptan, Türkiye’nin 2023 yılında dünyanın ilk on ekonomisinden biri olma hedefinde olmasının bazılarında korku, panik ve endişe yarattığını kaydetti. Toptan, Türkiye’nin önüne koyduğu büyük hedeflere doğru yürürken, sağdan soldan ayağına çelme takmak isteyenlerin olacağını vurgularken, Türkiye’nin bütün kurumlarıyla böylesine bir oyuna gelmeyeceğini ifade etti.
Toptan, Meclis’in yüzde 85’lik bir çoğunluğu temsil ettiğine dikkat çekerek, Türkiye’nin 22 Temmuz seçimleriyle bazı ezberleri bozduğunu, Türkiye’nin uniter yapısının bozulamayacağını da herkese gösterdiğini vurguladı. Toptan konuşmasını şöyle tamamladı:
“Böyle bir Türkiye’de heyecanımızı kaybetmeden, hedefimizden sapmadan, moralimizi bozmadan, iddiamızdan vazgeçmeden bu büyük yolda, büyük adımlarla yürümeye devam etmeliyiz. Ne büyük dertleri, ne büyük maceraları ne büyük sıkıntılarını atlatarak bugünlere geldik. Bu topraklarda biz bin yıldır yaşıyoruz. Hiç bir zaman bu kadar böyle müreffeh bin yaşadığımız dönem olmamıştı. Milletimizin bunun kıymetini bileceğinden zerre kadar şüphem yoktur. Buradan geriye dönüp yeniden ekonomide krizler dönemini aşmak, yeniden demokrasimizi dizleri üzerine çökertmek, yeniden terörle mücadelede zafiyet gelebilecek bir takım adımları atmak, hiç kimsenin hakkı değildir, kimsenin hakkı olmaması lazım. Türkiye’yi büyük yürüyüş yolundan alı koymak isteyenlere söyleyeceğimiz şudur; Hadi Canım Sende?” 19.04.2008 15:47 [1312360]
|
Türkiye'ye Yatırımım Sürecek
|
|
Trump Towers Projesiyle Markasını Avrupa'da İlk Kez Türkiye'ye Taşıyan Dünyaca Ünlü ABD'li Emlak Kralı Donald Trump, 'Kalbimde Yeri Var' Dediği İstanbul'u 'Çok Özel Bir Şehir' Diye Niteledi.
|
Mecidiyeköy’deki Trump Towers projesiyle markasını Avrupa’da ilk kez Türkiye’ye taşıyan dünyaca ünlü ABD’li emlak kralı Donald Trump, "kalbimde yeri var" dediği İstanbul’u "çok özel bir şehir" diye niteledi. Trump, "Dostum Ahmet Ertegün bir Türkiye aşığıydı. Türkiye benim için de girişimlerde bulunup büyük çapta yatırımlar yapacağım bir ülke" dedi.
DOĞAN Grubu ve Taşyapı’yla birlikte Mecidiyeköy’deki Trump Towers projesiyle markasını Avrupa’da ilk kez Türkiye’ye taşıyan dünyaca ünlü ABD’li emlak kralı Donald J. Trump, "İstanbul çok özel bir şehir. Kalbimde yeri var. Trump Towers Mecidiyeköy, yeri, konumu, herşeyiyle mükemmel. Türkiye de gerçekten girişimlerde bulunup büyük çapta yatırımlar yapacağım bir ülke" dedi
ERTEGÜN GİT DERDİ: Dünyada yatırımı asla düşünmeyeceği pek çok ülke olduğuna dikkat çeken Trump, şunları söyledi: "Bugüne kadar İstanbul’u anlatan birçok film seyrettim ve resimler gördüm. Dostum Ahmet Ertegün de Türkiye hayranıydı. Müzik dünyasının gelmiş-geçmiş en başarılı şahsiyet olan Ertegün bana hep ’İstanbul’a git’ derdi. En kısa zamanda ziyaret edeceğim."
YETENEĞİM GENLERİMDEN: Emlak, inşaat, talih oyunları, spor ve eğlence sektöründe sergilediği performans ile Amerika’da başarıya ulaşan Donald J. Trump bugünkü konumunu neye borçlu olduğunu şöyle anlattı: "Genlerden ileri geliyor. Uygun ana-babadan dünyaya gelmek çok önemli. Beyninde ne varsa bir şekilde aileden beynine işliyor. Diğer önemli husus da işini sevmekten geçiyor. Ben işimi gerçekten seviyorum. İnsanların sevdiği belirli bir yaratıcılık özelliğim var. Büyük başarılarım Tanrı’nın bir lütfu. Başarı sonradan başarı üretiyor. Böylece kendine güvenin artıyor. Bu düzende iyi bir noktaya ulaştım."
KIZI TEMSİL EDECEK: Trump Towers, İstanbul Mecidiyeköy adlı proje bu akşam Doğan Grubu, Taşyapı ve Trump Ailesi’nin ev sahipliğinde İstanbul’da düzenlenecek davetle Türk ve uluslararası kamuoyuna tanıtılacak. Gecede Donald Trump’ı, Trump Grubu’nu yurtdışı projelerinde aktif rol alan kızı Ivanka temsil edecek. Başta New York olmak üzere Las Vegas, Chicago, New Orleans, Honolulu gibi Amerikan şehirlerine ilaveten Dubai ve Panama City’de kendine özgü lüks konseptiyle farklı bir yaşam stili sunan Trump organizasyonu İstanbul Mecidiyeköy projesi kapsamında iki kule ve dev bir alışveriş merkezi gerçekleştirecek.
AVRUPA’DA İLK: İşbirliği anlaşmasını New York’ta Donald J. Trump ile imzalayan Doğan Yayın Holding Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ, Trump markasının Avrupa’da ilk yapılanmasının iki kıtayı birleştiren yegane şehir konumundaki İstanbul’da yükselmesinden memnuniyet duyuğunu belirterek, "Tüm dünyada yapıtları kalite, prestij ve lüks kelimeleriyle tanımlanan Trump adına yakışır bu mimari ürünün, İstanbul’un doğal ve tarihsel zenginliğiyle birleşerek ortaya iftihar edilecek bir yapıt çıkacağına inanıyoruz" dedi.
Lüks projelerle büyüdü
1980 yılında tüm gayrimenkul geliştirme ve diğer Trump kurumsal iştiraklerini bir şemsiye altında toplamak amacıyla kurulan The Trump Organization, o tarihten bugüne kadar hep lüks residans binaları, otel, ofis binaları, golf klüpleri, kumarhaneler, ticaret ve eğlence alanları projeleriyle öne çıktı.
Trump Towers İstanbul 2010’da tamamlanacak
’HAYATIN Merkezindeki Gelecek’ temasıyla Mecidiyeköy’de yaklaşık 3 bin metrekarelik alan üzerinde inşaası süren ’Trump Towers İstanbul’ projesinin 2010 yılında tamamlanarak hizmete girmesi planlanıyor. Brigitte Weber Mimarlıkın hazırladığı Trump Towers Mecidiyeköy’ün inşaat projesi Taşyapı tarafından yürütülüyor. Biri ofis, diğeri rezidans olarak projelendirilen iki kule ve alışveriş merkezinin Trump’ın en gözde yapıları arasında üst sıraya yerleşmesi bekleniyor.
IvankaTrump Towers İstanbul için geldi
TRUMP Towers projesinde Doğan Holding ve Taşyapı’ya ortak olan ABD emlak devi Donald Trump’ın bir dönem mankenlik yapan kızı Ivanka Trump, projenin tanıtımına katılmak üzere Dubai’den İstanbul’a geldi. Atatürk Havalimanı’nda Doğan Grubu yetkilileri tarafından karşılanan Ivanka Trump, bu akşam projenin tanıtımı için Hilton’da düzenlenecek partiye katılacak. Davetliler, 1960’lı yılların New York Jazz Club’u teması ile hazırlanan gecede, The Rat Pack Revue Tribute Show ile Demet Tuncer’in performansları eşliğinde 60’lı yılların New York atmosferinde bir gece geçirecek.
|
|
|
 |
|
 |
|
|
|
|
|
|
|
|
|