şinasi yamak  
 
  nisan 13 15.03.2025 10:24 (UTC)
   
 

4 kişilik ailenin açlık sınırı 788 YTL  

Ankara - AA- Memur-Sen'in yaptığı araştırmada, Mart ayı için 4 kişilik ailenin açlık sınırı 788, yoksulluk sınırı 2 bin 24 YTL olarak hesaplandı.

 

Mart ayında 4 kişilik bir ailenin tüketmesi zorunlu gıdalar için harcaması gereken ve açlık sınırı olarak belirlenen tutar 788 YTL 98 YKr oldu. Gıda, giyim, sağlık, barınma ve eğitim başta olmak üzere, ''vazgeçilmesi mümkün olmayan'' 14 zorunlu harcama kalıbı esas alınarak belirlenen 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı ise 2 bin 24 YTL 45 YKr olarak hesaplandı.

 

Araştırmaya göre, gıda maddelerinin fiyatlarında ortalama yüzde 0,12'lik artış gerçekleşti. Gıda maddelerinin bazılarında gerçekleşen artış oranları şöyle:
''Limonun fiyatı yüzde 15,27, çarliston biberin fiyatı yüzde 13,59, mandalinanın fiyatı yüzde 12,8, portakalın fiyatı yüzde 12,54, mercimeğin fiyatı yüzde 9,46 ve bulgurun fiyatı yüzde 6,59 arttı.

 

Buna karşın yeşil soğanın fiyatı yüzde 25,27, kabağın fiyatı yüzde 22,77, ıspanağın fiyatı yüzde 22,60, salatalığın fiyatı yüzde 20,79 ve domates fiyatı yüzde 9,42 azaldı.''Araştırmada, ısınmada ortalama yüzde 0,02, barınmada yüzde 0,69, sağlıkta yüzde 0,15, ulaşımda yüzde 0,7, haberleşmede yüzde 0,8,
temizlikte yüzde 0,62, eğitim-kültürde yüzde 0,68, çevre ve suda yüzde 0,47 artış oldu.

 

Buna karşın, giyimde ortalama yüzde 0,39 azaldı, aydınlanmada ise önceki aya göre değişim olma

Aygün: Müteahhitlik Sektörü Krizde

 

Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, Devlet İmkanlarını Kullanarak Konut Üreten Toplu Konut İdaresi Başkanlığının (TOKİ) Haksız Rekabeti Nedeniyle Ekonominin Lokomotifi Olan Orta Ölçekli Yap-sat Müteahhitlerinin ve Müteahhitlik Sektörünün Krizin Eşiğine Geldiğini Öne Sürdü.

 

 

Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, devlet imkanlarını kullanarak konut üreten Toplu Konut İdaresi Başkanlığının (TOKİ) haksız rekabeti nedeniyle ekonominin lokomotifi olan orta ölçekli yap-sat müteahhitlerinin ve müteahhitlik sektörünün krizin eşiğine geldiğini öne sürdü.

 

Aygün, yaptığı yazılı açıklamada, TOKİ'nin haksız rekabeti yüzünden çok sayıda inşaat firmasının battığını, pek çoğunun da yurt dışına gittiğini bildirdi. Aygün, ''İnşaat şirketleri, belediye harçları ve yapı denetim bedeli ödemeyen, ucuz arsa temin eden TOKİ ile rekabet edemiyor ve tefecilerin ve çetelerin tuzağına düştük. Bu bir imdat çığlığıdır. Sesimizi duyan yok mu'' dedi.

''TOKİ sırtını devlete dayamış, müteahhitlik sektörünü hallaç pamuğu gibi atıyor'' diyen Aygün, TOKİ'nin önümüzdeki yıllarda devlete büyük yük getireceğini savundu. Aygün, şunları kaydetti:

''Amerika'da ve Avrupa'da yaşanan mortgage krizi gibi, önümüzdeki yıllarda Türkiye'de de toplu konut krizi çıkacak. Devlet sübvanse etmese TOKİ ayakta duramaz'' diye konuştu.

ATO Başkanı, ATO Yönetim Kurulu'nun TOKİ'nin haksız rekabetine karşı dava açma kararı aldığını da kaydetti. (Anadolu Ajansı) 13.04.2008 11:44 [1301314

 

Emekliler, Çalışma Hakkının Korunmasını İstedi

 

Türkiye İşçi Emeklileri Derneği (Tied) Başkanlar Kurulu, Sosyal Güvenlik Alanında Düzenlemeye Gidilirken, Sosyal Güvenlik Destek Primi Ödeme Koşuluyla, Emeklilerin Çalışma Hakkının Korunmasının Sağlanması ve İşçi Emeklilerinden Sağlıkta Katkı Bedeli Alınmamasını İstedi.

 

Türkiye İşçi Emeklileri Derneği (TİED) Başkanlar Kurulu, sosyal güvenlik alanında düzenlemeye gidilirken, sosyal güvenlik destek primi ödeme koşuluyla, emeklilerin çalışma hakkının korunmasının sağlanması ve işçi emeklilerinden sağlıkta katkı bedeli alınmamasını istedi.

TİED'den yapılan açıklamada, 10-11 Nisan'da toplanan TİED Başkanlar Kurulu'nun, işçi emeklisi, dul ve yetimlerinin ekonomik ve sosyal sorunlar ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nda yapılmakta olan değişikliklerin değerlendirildiği ifade edildi.

 

Açıklamaya göre, Başkanlar Kurulu yayımladığı bildirgesinde, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası'nda değişiklik öngören tasarıyla ilgili şu taleplere yer verildi:

''Emekli aylıklarında ilk adım olarak taban aylıklar eşitlenmelidir.

Emeklilere, altı aylık TÜFE artışıyla birlikte refah payı da verilmelidir.

Malullük ve ölüm aylıklarındaki şartlarda Sosyal Sigortalar Kanunu hükümleri korunmalıdır.

5510 sayılı Kanunu'nda, ilk defa sigortalı olacakların emekli aylığına hak kazandıklarında çalışma yasağı getirilmesi yönündeki değişiklik yeniden gözden geçirilmeli, sosyal güvenlik destek primi ödeme koşuluyla, emeklilerin çalışma hakkının korunması sağlanmalıdır.

Genel Sağlık Sigortası düzenlemesiyle sağlık primleri artırılırken, işçi emeklileri katkı bedelinin dışında tutulmalıdır.'' (Anadolu Ajansı) 13.04.2008 11:12 [1301278]

G-7 Ülkeleri Yeni Krizi Ortak Planla Önleyecek

 

Resmi büyütmek için tıklayın

Sanayileşmiş Yedi Ülkenin Oluşturduğu G-7'nin Maliye Bakanları, Önceki Akşam Washington'da Bir Araya Gelerek Yeni Bir Küresel Krizi Önlemeyi Amaçlayan Bir Plan Kabul Ettiler.

 

Sanayileşmiş yedi ülkenin oluşturduğu G-7’nin Maliye bakanları, önceki akşam Washington’da bir araya gelerek yeni bir küresel krizi önlemeyi amaçlayan bir plan kabul ettiler.

Maliye Bakanları, küresel piyasalardaki dalgalanma ile ABD Doları’ndaki değer kaybı nedeniyle kaygılarının sürdüğünü söylediler.

KISA DÖNEM OLUMSUZ: Maliye Bakanları, ABD’de sorunlu mortgage kredileri ile patlayan ve tüm dünyayı etkileyen küresel krizin, reel ekonomiye etkisinin sınırlı olması için gayret edilmesi gerektiğini bildirdiler. Toplantının ardından yapılan ortak açıklamada, kısa dönemde ekonomilerin olumsuz etkileneceği, ancak uzun dönemin olumlu göründüğüne dikkat çekildi.

 

ESNEKLİK ARTMALI: G-7’nin yeni planı çerçevesinde, halen yaşanan krizin bir başkasının yaşanmaması ve kalıcı bir çözüm için uzun dönemde, küresel mali piyasaların esnekliğini artırmayı ve piyasalardaki güveni güçlendirmeyi amaçlıyor.

SERMAYE TUTULSUN: G-7 ülkeleri bunu gerçekleştirebilmek için bankaları daha fazla sermaye tutmak konusunda zorlayarak risklere karşı önlem alma planları yapıyor. Ülkeler bu şekilde kredi krizinin önüne geçmeyi ve piyasaları tahatlatmayı hedefliyor.

100 GÜN GÜÇLENDİRİN: Avrupa Merkez Bankası Başkanı (ECB) Jean-Claude Trichet 100 gün içinde şirketlerin risk yönetimi konusunu güçlendirmeleri gerektiğine dikkat çekerken, Amerika Hazine Bakanı Henry Paulson da, "Stresli bir dönemden geçiyoruz. Bu Ağustos ayından bu yana sürüyor. yolda karşımıza bir süre daha engebeler çıkabilir. Ancak, bizim tüm amacımız engebeleri ekonomiye yansıtmamayı büyük ölçüde başarabilmek" dedi. 13

Mad Max Filmi Gerçek Oldu

 

Mahvolmuş Bir Dünyayı Anlatan Mad Max Filmindeki Gibi, Aç İnsanlar Bir Tas Pirinç İçin Ayaklandı. Petrol Fiyatı Yükseldi, Nakliye Masrafı Arttı, Gıdalara Zam Geldi. Zamlar Yüzünden Dünyada İsyanlar Başladı. Haiti Kan Gölü. Mısır ve Tunus'ta Çatışmalar Sürüyor.

 

Mahvolmuş bir dünyayı anlatan Mad Max filmindeki gibi, aç insanlar bir tas pirinç için ayaklandı. Petrol fiyatı yükseldi, nakliye masrafı arttı, gıdalara zam geldi. Zamlar yüzünden dünyada isyanlar başladı. Haiti kan gölü. Mısır ve Tunus'ta çatışmalar sürüyor.

Haiti zamlar yüzünden kan gölü

 

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin İnsani İşlerden Sorumlu Yardımcısı ve Acil Yardım Koordinatörü John Holmes, kısa bir süre önce kıtlık nedeniyle dünya genelinde isyanlarının çıkabileceği uyarısını yaptıktan sadece bir hafta sonra, birçok ülkede gıdalara zam geldi.

 

Amerika'da en çok pirinç fiyatları arttı. Tam yüzde 10. Dünya çapında pirinçte fiyat artışı yüzde 70'i aştı. Amerikalılar şaşkın. Ama başka ülkelerde gıda fiyatlarındaki artış tam anlamıyla iç savaş durumları yarattı. Aynen mahvolmuş bir dünyada, bir tas pirinç, bir parça ekmek için saldıran insanlar gibi, günümüzde de insanlar gıda için çatışmaya başladı.

ZİNCİRLEME İSYANLAR

İnsanlar zamları ve hayat pahalılığını protesto etmek için önce Mısır'da, ardından Haiti ve Tunus'ta isyan etti. Onbinlerce insan sokaklara döküldü ama protestocular her zamanki gibi güvenlik güçleri tarafından dağıtılamadı, çatışma çıktı. Çatışmalar iyice büyüdü. Bu isyanlar, dünyanın zenginlerinin gözünu de korkuttu.

Birleşik Arap Emirlikleri'nin Dubai kentinde bir yardım konferansına katılan Holmes, "Gıda krizinin güvenliğe etkileri azımsanmamalı, bazı bölgelerden isyan haberleri gelmeye başladı" demişti.

Mısır'ın başkenti Kahire'nin 100 kilometre kuzeyindeki Mahal el Kübra'da yükselen gıda fiyatlarını protesto eden işçiler iki gün boyunca polisle çatıştı. Olaylarda yaralanan bir çocuk hayatını kaybetti.

Ardından, Haiti'den kıtlık nedeniyle ayaklanma çıktı. Ürdün'de ise BM çalışanları maaşlarının enflasyon karşısında eridiği gerekçesiyle greve gitti. Tam 7 bin BM görevlisi grev yaptı.

John Holmes, kıtlık nedeniyle fiyatların daha da yükselme eğiliminde olduğunu ifade ederek, son 1 yılda dünya pirinç fiyatlarının yüzde 40 oranında arttığını hatırlattı. BM yetkilisi, petrol fiyatlarının yükselmesi nedeniyle gıda nakliye masraflarının da arttığına dikkat çekti.

HAİTİ, ZAMLAR YÜZÜNDEN KAN GÖLÜ

 

Haiti'nin başkenti Port au Prince'de bir hafta önce başlayan açlığı ve fiyat artışlarını protesto olayları, önceki gün yağmaya dönüştü. Aç Haitililer Başkanlık Sarayı'na saldırdı, ancak sarayın çevresini kordon altına alan BM İstikrar Gücü'ne bağlı askerler, protestoculara göz yaşartıcı gazla müdahale etti. Saraya yaklaşamayan halk, eli silahlı grupların öncülüğünde kent merkezindeki cadde ve dükkânları yağmalamaya başladı.

Giderek artan yağmalama ve şiddet olayları nedeniyle başkentte yaşam durdu. Yağmanın diğer kentlere sıçramasından çekinen BM askerleri, olayları havaya ateş ederek durdurmaya çalışıyor. Şiddet olayları sırasında birbiriyle de çatışan grupların cesetleri başkent sokaklarında.

TUNUS'TA DA HAYAT PAHALILIĞI YÜZÜNDEN ÇATIŞMA VAR

Tunus'un orta kesimlerinki Redeyef'te, hayat pahalılığı ve işsizliği protesto eylemlerinde polis ile göstericiler arasında üç gündür şiddetli çatışmalar yaşanıyor.

Reuters'in haberine göre, sendikal kaynaklar, Gafsa fosfat madenleri bölgesinde bulunan Redeyef'te çıkan olaylarda yaklaşık 20 kişinin gözaltına alındığını, bu kişilerden bir kısmının daha sonra serbest bırakıldığını söyledi.

Adını açıklamayan resmi bir kaynak da, gözaltına alınanlardan 8'i hakkında kamu düzenini bozmak ve kamu malına zarar vermek suçlarından dava açıldığını belirtti. Bu konuda, hükümetten henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Kuzey Afrika'nın en büyük orta sınıfına sahip olan Tunus'ta, ithal ürünlerin fiyatlarındaki artış halkın daha da yoksul hissetmesine yol açtı. Tunus'ta, şubat ayındaki enflasyon oranı yüzde 8,6 oldu

Meyvede ilaç kalıntısı ihracatı bitiriyor  

MERSİN (İHA) - Akdeniz Yaş Sebze ve Meyve İhracatçıları Birliği Başkanı Ali Kavak, ihracatta temel problemin ürünlerdeki ilaç kalıntıları olduğunun altın çizerek, "Ne üretirsek onu satarız" anlayışından vazgeçilmesi gerektiğini söyledi.

 

Mersin'in Silifke ilçesine bağlı Atayurt beldesinde, çilek üreticileri, zirai ilaç bayileri ve ihracatçılara yönelik "Çilek Hasadında ve İhracatında Kalitenin Önemi" konulu toplantı düzenlendi. Silifke Çilek Üreticileri Birliği, İlçe Tarım Müdürlüğü ve Akdeniz İhracatçı Birlikleri'nin ortaklaşa düzenlediği toplantıda konuşan Akdeniz Yaş Sebze ve Meyve İhracatçıları Birliği Başkanı Ali Kavak, tarım sektöründe çok ciddi sıkıntılar çekildiğini belirterek, "Türkiye'nin bütün üretim bölgelerinde üretici ile
ihracatçıyı bir araya getirmeye çalışıyoruz. Üretici kazanacak ki ihracatçı kazansın. Tarımı zor günlerden kurtaracak olan yine üreticiler ve ihracatçılardır. Tarım sektörü küresel ısınmadan dolayı hem ülkemizde hem de dünyada çok önemli bir noktaya geldi. Ülkemizde 25 milyon insan tarımdan kazanmakta ve geçimini sağlamaktadır. Tarım konusunda hepimiz çok duyarlı olmalıyız. Dış ve iç piyasada söz sahibi olmak için insan, hayvan ve çevre sağlığına zarar vermeyen ürünleri üretmemiz gerekiyor" dedi.

Türkiye'nin çilek üretiminde dünyada 4. sırada yer aldığına dikkat çeken Kavak, "Ürettiğimiz çileğin sadece yüzde 5.5'ini ihraç edebiliyoruz. İhracatta temel sorunumuz ürünlerimizdeki ilaç kalıntılarıdır. Üreticinin bilgilendirilmesi ve iyi tarım uygulamalarıyla bu sorunu çözebiliriz. Artık 'Ne üretirsek onu satarız' anlayışından vazgeçmeliyiz. Ürün kalitesi yükseldikçe, ürün fiyatı da yükselir. Ürünlerdeki sorunlardan dolayı İhracatçı piyasalardan çekilir ise üreticinin ürününü kim pazarlayacak.
Ürünleri pazarlayan olmazsa üreticinin çabası boşa gider ve ürünler pazar bulamaz. 1 tonluk bir palette bulunan 2-3 kilogramlık bozuk ürün tüm ürünün pazar payını etkiler. Bu yüzden ihracata hazırlanan ürünleri dikkatle hazırlamalıyız" diye konuştu.

İlçe Tarım Müdürü Mustafa Cüceloğlu da, Silifke'nin bir tarım şehri olduğuna işaret ederek, "Bizim erkenci olarak yakalamayı düşündüğümüz ürünler, bizden önce dış pazarda yerini alıyor. Dış ve iç piyasalarda bulunan alıcılar dürüstlük beklediklerini dile getiriyorlar. Bahçesinde ürünlerini ilaçlayan kişi, karşısında bu ürünleri tüketecek kişileri düşünerek ilaçlama yapmalı. İlaç kalıntısı bulunan ürünler yetiştirmemeli. Bizim çiftçimiz kimseyle kıyaslanmayacak kadar çok çalışan bir çiftçidir. Kaliteli
olarak ürettiğimiz ürünlerimizi iyi bir hasat ve ambalajla daha da iyi duruma getirmeliyiz. Çalışkan, zeki bir çiftçi ürettiği ürünle ulusal bir elçi konumundadır" şeklinde konuştu.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Koruma Kontrol Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Arslan ise, taze sebze ve meyve üretiminde en büyük problemin ilaç kalıntısı olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Dış
piyasalar ihracatı ince eleyip sık dokuyorlar. İlaç kalıntılı ürünün geldiğini ya da ülkelerinde bulunmayan bir zararlının bizim gönderdiğimiz ürünlerle ülkelerine geçtiğini iddia ediyorlar. Barkot sistemi ile bozuk ve kalıntılı ürünün kimden geldiğini öğrenebilir ve tekrar edilmesini engellemiş oluruz. Ürünlerimizi istenilen standartlarda sözleşmeli olarak uygulayıp göndermemiz gerekmekte. Kimyasalları kayıt altına alarak üretilen ürün üzerinde bulunan kimyasalları öğrenebiliriz. Bizlerin
çiftçilerimiz ile diyalog eksiği var, bunu da lider çiftçilerle bir araya gelerek çözeriz. Kaliteli ve düzeyli ihracat yapabilmemiz için ürünlerimizi kayıt altına almamız gerekir. Kalıntı, karantina ve izlenebilirlik, sorunun çözümünde en önemli 3 faktördür."

Toplantıda, Mersin İl Tarım Müdürlüğü Ziraat Yüksek Mühendisi Dr. Kubilay Derin de çileğin ilaçlanması, hasat edilmesi ve paketlenmesi konularında teknik bilgiler verdi.
Toplantıya; MHP Mersin Milletvekili Kadir Ural, Silifke Kaymakamı Ahmet Beyoğlu ve Atayurt Belediye Başkanı Sedat Yeğiner de katıldı.

Wilson, ABD'li Şirketlere "Türkiye'deki Fırsatlar"ı Övdü

 

İstanbul, Yarından Başlayarak "Trade Winds Europe" Konferansına Katılacak Büyük Bir ABD Ticaret Heyetine Evsahipliğini Yapacak. Konferans Öncesi ABD Büyükelçisi Wilson, "Türkiye, Son Üç Yılda 50 Milyar Dolara Yakın Rekor Yabancı Yatırım Çekti. Bu Yatırımlar, Türkiye'nin ABD Ürünlerine Olan Talebine Katkıda Bulundu" Dedi.

 

İstanbul, yarından başlayarak "Trade Winds Europe" Konferansına katılacak büyük bir ABD Ticaret heyetine evsahipliğini yapacak. Konferans öncesi Türk ekonomisini öven ABD Büyükelçisi Ross Wilson, "Türkiye, son üç yılda 50 milyar dolara yakın rekor yabancı yatırım çekti. Bu yatırımlar, Türkiye'nin ABD ürünlerine olan talebine katkıda bulundu" dedi.

 

14-16 Nisan günleri arasında İstanbul'u ziyaret edecek ABD Ticaret Heyeti, ABD ve Türk firmalarının ve kuruluşlarının desteği ile ABD Ticaret Müsteşarlığı tarafından düzenlenen "Trade Winds Europe" konferansına katılacak.

Türkiye'de ve Avrupa'da ticareti geliştirme konuları çeşitli yönlerden ele alınacağı üç günlük konferansın son gününde katılımcı Amerikan firmaları ile potansiyel Türk iş ortakları arasında karşılıklı görüşmeler de gerçekleşecek.

Konferans öncesi "Commercial News USA" dergisinde Amerikan şirketlerine yönelik bir yazısı yayınlanan ABD'nin Ankara Büyükelçisi Ross Wilson da, Türk ekonomisinin son 6 yılda hükümetçe başlatılan reformların katkısıyla "güçlü ve tutarlı" bir biçimde büyüdüğünü kaydetti. Wilson şunları söyledi:

"Türkiye'nin reforma bağlılığı ve siyasi istikrarı, son üç yılda 50 milyar dolara yakın rekor yabancı sermayeyi çekti. Bu yatırımlar, Türkiye'nin, sanayi geliştirmeyi sürdürmeye yardımcı olmak ve giderek artan, refah içindeki nüfusunun ihtiyaçlarını karşılamak için ABD'li ürünler, mallar, hizmetler ve iş ortaklarına olan talebine katkıda bulundu."

Ross Wilson, "Amerikalı vatandaşlar ve şirketlerin Türkiye'nin gelişmesinde oynadığı rolden gurur duyduğunu belirterek iki ülke arasındaki yakın ticari işbirliğinin üzerinde inşa edilecek birçok fırsat olacağından emin olduğunu da söyledi.

 

-KATILIMCI ŞİRKETLER

İstanbul'taki Konferansa katılacak olan çok sayıda Amerikan şirketleri arasında AeroSat Avionics, Airborne Systems, Motorola, Oracle ve Pharmaceutical Innovations gibi şirketler de bulunuyor.

Bu arada, AB, Balkanlar, Rusya ve Kafkaslardaki toplam 27 ülkede görevli ABD'li ticaret yetkilileri de konferansta yer alacak.

IMKB 100   41.980,11 %-0,28 17:11:32

 USD 1,3070 %0.42

 Altın 38,7765 %0.88

 EURO 2,0650 %0.21

Parite   1,5658 %-0,82

Bono   %18,55

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Bugün 10 ziyaretçi (20 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol